Halil Yılmaz

Mutlu Çoban

Halil Yılmaz

"Mutlu insan" araştırılması yapılmış.
Araştırmayı yapan ekip köy köy, kapı kapı dolaşmış.
İnsanlara mutlu olup olmadıkları sorulmuş.

Heyetinin sorduğu sorulara göre araştırmalar sonuçlandığında, bütün kriterlere göre bir insan çok mutluymuş; o da köyün çobanıymış.
Çoban gerçekten çok mutluymuş.

Heyet, çobana mutlu olmanın sırrını sormuş.
Çoban cevaplamış:
"Her gün dağlardayım, doğayla baş başayım. Berrak ve soğuk kaynaklardan su içiyor, binbir çeşit bitkilerin arasında dolaşıyorum, bu mutlu olmama yetiyor.

Sabah ılık sütün içine kete doğuruyor, akşam kaymaklı yoğurta ekmek banıyorum, bu mutlu olmama yetiyor.

Elbiselerim kirlendiğinde derede yıkıyor, canım sıkıldığında kaval çalıyor, derdim olduğunda eşeğime anlatıyorum, bu mutlu olmama yetiyor.

Hakkım olan kuzuları sonbaharda satıyor, evin kışlık ihtiyacını alıyor, kış boyunca dinleniyorum, bu mutlu olmama yetiyor..."

Çoban gerçekten de mutluymuş.
Araştırma heyeti çobanın yerine başka bir çoban tutmuş ve bir aylığına mutlu çobanı tatil turuna çıkarmışlar.

Çoban beş yıldızlı otellerde konaklamış, tarihi turistik yerlerde dolaşmış, büyük şirketlerin ofislerinde ağırlanmış, lokantalarda farklı lezzetler tatmış, farklı şehirler görmüş....

Araştırma heyeti bir ay sonra çobanı alıp mutlu olduğu ortama geri getirmiş ve:
"Yine mutlumusun?" diye sormuşlar.

Çoban başını sallamış:
"Dünyayı bu küçük dağlardan ibaret biliyordum. Bilgim artınca mutluluğum azaldı..." demiş.

Kıssadan hisse:
Eğer mutluluğunuz azalmışsa üzülmeyin: Bilgisi artan her insanın mutluluğu azalır.

Etrafınızda mutlu olduğunu söyleyenler varsa karışmayın, bırakın mutlu kalsınlar.

Yazarın Diğer Yazıları