İnsan için en büyük hazine zamandır.
Bu hazineyi kullanarak; okuyor, yazıyor, geziyor, çalışıyor, sevdikleriyle vakit geçiriyor...
İnsanın ikinci büyük hazinesi okumaktır. İnsan farklı yazarları, farklı fikirleri, farklı kültürleri tanıyor; karşılaştığı olaylara farklı pencerelerden bakmayı öğreniyor, olgunlaşıyor.
İnsanın üçüncü büyük hazinesi ailesidir.
Bir gemi için liman ne ise bir insan için de aile odur. Dertler aile içerisinde bölüşülür küçülür, sevinçler aile içerisinde paylaşılır çoğalır.
Bu üç hazine bir biriyle bağlantılıdır.
Bu üç hazineye sahip olan insan mutlu insandır ve içinde yaşadığı topluma da mutluluk katar.
Bu üç hazineden biri bile eksildimi, insanın mutsuzluğu başlıyor, dolayısıyla toplumun da yozlaşması kaçınılmaz oluyor.
Zamanında adamın biri çocuklarına nasihatte bulunuyor:
"Bir beldeye yerleşecek olursanız, ilk önce o beldenin hayvanlarına bakın; eğer insanlardan korkup kaçıyorlarsa o beldeye yerleşmekten vazgeçin." diyor.
Çok değerli bir tesbit.
O adam bu gün yaşamış olsaydı sanırım şöyle bir nasihatte bulunacaktı:
"Bir beldeye yerleşecek olursanız, ilk önce o beldenin okuma alışkanlığına, aile huzuruna ve zamanlarını nasıl geçirdiklerine bakın;
Eğer okuma alışkanlığı, aile saadeti ve zaman planlaması yoksa o beldeye yerleşmekten vazgeçin," diyecekti.
Kendimizden başlayalım.
Zaman planlaması yapabiliyor muyuz?
Kitap okuma alışkanlığımız var mı?
Ve en önemlisi aile ortamımızda huzur bulunuyor mu?
Bu üç hazineye sahip değilsek, biz topluma ne katabiliriz?
Sonra bizi yönetenleri gözden geçirelim.
Üç hazineden kaçına sahipler?
Kendi hayatında bu hazinelerden mahrum olanlar, bize size ne katabilir?
Zamanını planlayarak yaşayan, farklı kitaplar okuyan ve ailesine mutluluk katanlara, yani üç hazineye sahip olanlara selam olsun.