Yeniden Refah'tan ürünlerini döken çiftçilere verilen cezalara sert tepki
Yeniden Refah Sözcüsü Kılıç, 'Köylüye, çiftçiye halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmaktan, fiyat darlığı yaratmaktan, piyasayı bozmaktan, fiyat istikrarını bozamaktan vesair soruşturma açılıyor. Ekonominin bütün ayarlarını bozanlar serbest, hakkını aradığı için tutuklanan kim? Köylü Ahmet, köylü Mehmet. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına. Bu kabul edilebilir bir şey değil' diye konuştu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Suat Kılıç, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. “Ormanlar yanıyor, mutfaklar yanıyor, çarşıda, pazarda fiyatlar el yakıyor vicdanlar yanıyor. Tarım ülkesinde sebzeye, meyveye ulaşmak lüks haline geldi" diyen Kılıç "‘Zirai don vardı, çiçekler yandı, mahsul azaldı’ deyip geçemeyiz. Tarımda rekolteyi her yıl doğal afetler belirleyecekse, Allah korusun sonumuz ne olacak" diye sordu. İsim vermeden para etmeyen patateslerini ücretsiz dağıttığı için 17 milyon liralık cezayla karşı karşıya kalan çiftçinin durumuna değinen Kılıç, "Ekonominin bütün ayarlarını bozanlar serbest, hakkını aradığı için tutuklanan kim? Köylü Ahmet, köylü Mehmet. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına. Bu kabul edilebilir bir şey değil" dedi.
Doğal afetlere hazırlıklı olmak, alternatif senaryolar oluşturmak gerektiğini vurgulayan Kılıç, "Hükümet olmanın doğal gereği değil midir? Doğal afetlerle vatandaş baş başa kalacaksa, hükümet olmanın doğasının gereği nedir" şeklinde konuştu.
Gıda güvenliğinin sağlanmasının, sağlıklı ve yeterli gıda zincirinin oluşturulmasının başlı başına bir millî güvenlik meselesi olduğunu söyleyen Kılıç, su sıkıntısına da işaret etti. Suat Kılıç, şöyle konuştu:
"Tatlı su kaynaklarının korunması da gerçek bir beka meselesidir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda su, petrolden daha kıymetli hale gelmiştir. Tarımda sulama için su, konutlarda kullanmak için su, her türlü sinaî ve ziraî üretim için su... Türkiye şimdilik su kesintisi uygulayan belediyelerin hangi partili olduklarıyla meşgul. Çok yakında partisi ne olursa olsun tüm belediyelerden aynı anons işitilecek. Yol yakınken tedbir almak, su savaşları başlamadan içilebilir su kaynaklarını çoğaltmak polemik meselesi değil, hükümet meselesidir. Önlemlerin bir an önce alınması lazım, derhal ve behemahal. Deniz suyu mu arıtılacak? Gri sular mı kullanılacak? Yağmur suları mı toplanacak? Yeni barajlar mı yapılacak? Her ne yapılacaksa bir an önce yapılmalı, Türkiye, kimseye el açmadan su yönetim planını oluşturmalıdır.”
'BİZİM TERÖRİST ABDULLAH ÖCALAN’DAN BİR BEKLENTİMİZ YOKTUR'
TBMM'de kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na da değinen Suat Kılıç, şunları söyledi:
“Terörsüz Türkiye Komisyonu’nun çalışmalarını yakından izliyoruz. Şu ana kadar somut bir veriye ulaşılabilmiş değil. Konuşulanlar kısmen dışarı açıklanmayacak ama yakından takip etmek zorundayız. Bizim, terörist Abdullah Öcalan’dan bir beklentimiz yoktur. Öcalanlı bir gelecek, Apo’lu bir Meclis hayalimiz de yoktur. Buna rızamız ve tahammülümüz de yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halkların meclisidir, hepimizin meclisidir. Adı üstünde ‘Büyük Millet Meclisi’dir. Terör örgütlerinin, teröristlerin sığınağı değildir. Canımız yandı, affetmiyoruz. Kaldı ki, biz affetsek millet affetmez. Millet affetse şehit aileleri affetmez. Şehit aileleri affetse gaziler affetmez. Gaziler affetse tarih affetmez.”
'GAZOZUNA PAZARLIK'
8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde hükümetin verdiği zam teklifini eleştiren Kılıç, şöyle konuştu:
“Gelir dağılımında adaletsizliğe dikkat çekiyoruz. Gelir adaletsizliğinden duyduğumuz derin kaygıyı yineliyoruz. Zengini daha zengin ederken, fakiri her geçen gün daha da fakirleştiren bu sistem ücretlilerin hiç bir hayal kurmasına izin vermiyor. Ev hayali yok, araba hayali yok, tatil hayali yok. Bırakın evi, et hayali yok. Bırakın tatili, düzenli taksit ödeyebilme ihtimali yok. Bu şartlar altında memur ve memur emeklilerinin maaşlarına yapılacak zam konuşuluyor. Hükümetin teklif ettiği seyyanen artış aylık bin lira. Günlük 33 lira. İnanılır gibi değil. Gazozuna pazarlık... Sayın Bakan, bu kadar şamata bunun için miydi? Çalışanlar meydanlarda, biz de yanlarındayız. Memurun, emeklinin hakkı verilene kadar yanlarındayız.
Hükümetin eli değmişken düzeltmesi gereken bir mesele de kademeli emekliliktir. Meclis tatilden döner dönmez gündeme gelmeldir. Kademeli emeklilik haktır. 17 yıllık hak kaybını bitirmek için bu adım er ya da geç atılacaktır. Şairin dizeleriyle seslenmek istiyorum; ‘Allah’ın on pulunu bekleye dursun da on kul. Bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul. Kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa. Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa.’”
'TARIM, AMELİYAT MASASINDA'
Türkiye’de tarım sektöründe yaşanan sorunlara işaret eden Suat Kılıç, şunları söyledi:
“Tarım masada, hem de ameliyat masasında, yoğun bakımda. Köylü toprağı işlemeyi bırakıyor, üretimi terkediyor. Karpuzunu yola döken üreticiler… Patatesini kaldırıma döken üreticiler… Soğanını dereye döken üreticiler… Bunların haklarında soruşturma açılıyor. Halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmaktan. Piyasada darlık yaratmaktan. Fiyat istikrarını bozmaktan. Ekonominin bütün ayarlarını bozanlar serbest, hakkını aradığı için tutuklanan kim? Köylü Ahmet. Maliye’nin başındakiler görmüyor mu? Çay üreticisi mutsuz. Üzüm, kayısı üreticisi umutsuz. Arpa, buğday eken mutsuz. Şimdi mutsuzluk sırası mısır üreticilerinde. Arkasından ayçiçeği gelecek. Çünkü bir yandan maliyetler artarken, öte yandan kuraklık nedeniyle rekor düzeyde rekolte her geçen gün düşüyor. Köylü kâra geçemediği gibi mazotun, gübrenin, tohumun, elektriğin, emeğin faturasını da ödeyemiyor. Böyle devam ederse, tarım, önce kartellere kalır, sonra ekmek karneye bağlanır. Tarım SOS veriyor, acil önlem almak hükümete düşüyor.
Köylüye, çiftçiye; halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmaktan, fiyat darlığı yaratmaktan, piyasayı bozmaktan, fiyat istikrarını bozamaktan vesaire soruşturma açılıyor. Ekonominin bütün ayarlarını bozanlar serbest, hakkını aradığı için tutuklanan kim? Köylü Ahmet, köylü Mehmet. Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu konuya ya Sayın Cumhurbaşkanı ya Tarım ve Orman Bakanı bir el atmalıdır. Izdırabını, çilesini dile getiren köylüye açılan soruşturma ortadan kaldırılmalıdır. Herhangi bir partinin ilçe başkanı olması bir üreticiye, bir çiftçiye, bir köylüye yaşadığı zorlukları dile getirme hakkını göz ardı etme durumunu vermeyecektir.”
'YÜZ BİNLERİN İRADESİ İPOTEK ALTINA ALINMIŞ OLUYOR'
Suat Kılıç, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun CHP’den istifa edip AK Parti’ye geçmesine ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
“Sayın Çerçioğlu bir dönem CHP’de milletvekilliği, 3 dönem belediye başkanlığı yaptı. Bu 4’üncü dönemi. 5 dönemdir Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninin oylarıyla seçilen biri. Parti değiştirmektense evine dönse daha sağlıklı bir karar vermiş olurdu diye düşünüyorum. Doğrusu siyasette bu tür yer değiştirmeleri, hele ki böylesi kritik zamanlarda, doğru bulmuyor ve tasvip etmiyoruz. Netameli bir mesele olmuştur. Kamuoyu vicdanında tepki çekmiştir. Birçok milletvekili ya da belediye başkanı yer değiştirmiştir ama görünen o ki en çok tepki çekeni Özlem Çerçioğlu’nun yer değiştirmesi olmuştur. Siyasi etik yasası kapsamında, Türkiye’de artık bir düzenleme yapılmalı ve seçilen milletvekillerinin, belediye başkanlarının dönem sona erinceye kadar seçildikleri partiden ayrılmaları yasaklanmalıdır. Bırakacak ise koltuğu bıraksın, görevi bıraksın. ‘Bu yük bana ağır geldi. Ben artık bu emaneti sürdürmek, çekmek, taşımak istemiyorum’ diyen varsa bıraksın evine gitsin ama parti değiştirmesin. Çünkü yüz binlerin iradesi ipotek altına alınmış oluyor. Bizim de Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanımız seçildiği partiden ayrıldı, istifa etti, gitti. Bu insana oy veren yüz binlerin vicdanı, sandığa yansıyan emeği, alın teri ne oldu? Yazıktır, günahtır. Bunu gerçekten doğru bulmuyoruz. Emeğe saygısızlık olarak görüyoruz. Tabii ki biz Aydın halkı adına konuşuyoruz ama esas önemli olan Aydın halkının bu konuda ne diyeceğidir, onu da bekliyoruz.”
Bakmadan Geçme





