Yk Genetik Müh. Rıdvan Genç

HALKIN UMUDU, DEVLETİN SIRRI: YERALTI KAYNAKLARI VE ŞEFFAFLIK EKSİKLİĞİ

Yk Genetik Müh. Rıdvan Genç

Yıllardır ekranda ve miting kürsülerinde aynı sözler tekrarlanıyor: “Karadeniz’de gaz var, Doğu’da petrol rezervleri keşfedildi, madenlerimiz dünyayı heyecanlandırıyor…” Peki, bu sözler gerçekten doğru mu, yoksa halkın hayal gücüyle oynanan bir propaganda mı?

Her seçim döneminde “müjde” haberleriyle umut dağıtılıyor. Doğalgazın Avrupa’ya yeteceği, petrolün ekonomiyi kurtaracağı vaat ediliyor. Ama gerçekler çoğu zaman farklı. Üretim rakamları düşük, altyapı eksiklikleri büyük ve küresel enerji piyasasındaki dalgalanmalar bu vaatlerin halkın cebine yansımasını engelliyor. Yani umut satılıyor, sonuçlar erteleniyor.

En kritik sorun ise şeffaflık eksikliği. Yeraltı kaynakları stratejik varlıklar olmasına rağmen, hangi rezervden ne kadar çıkarıldığı, yatırımların ne durumda olduğu halka tam olarak aktarılmıyor. Bu durum güven sorununu derinleştiriyor. İnsanlar soruyor: “Gerçekten bu kadar kaynak var mı, yoksa seçim dönemlerinde kullanılan bir gösteri mi bu?”

Uzun Vadeli Dışa Bağımlılık ve Çelişki

Son yıllarda imzalanan uzun vadeli doğal gaz anlaşmaları, bu çelişkiyi gözler önüne seriyor. Yerli üretim artırılmaya çalışılırken, Amerika’dan veya başka ülkelerden gelen LNG tedarikleriyle enerji ihtiyacımızın büyük kısmı uzun süreli sözleşmelerle karşılanıyor. Karadeniz’de gaz artıyor, ama dışa bağımlılık devam ediyor. Bu durum, enerji bağımsızlığı iddiasının ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulatıyor.

Bu anlaşmalar, ekonomik ve diplomatik gerekçelerle savunuluyor: dışa bağımlılığı azaltmak, piyasaları çeşitlendirmek, uluslararası ilişkilerde stratejik avantaj sağlamak… Ama gerçek şu ki, halkın günlük hayatına yansıyan enerji fiyatları hâlâ yüksek. Kaynaklar bulunuyor, anlaşmalar yapılıyor ama vatandaş bu zenginlikten yeterince faydalanamıyor.

Halkın Güveni ve Sorgulama Zamanı

Yeraltı kaynaklarının gerçek durumu, anlaşmaların şartları ve ekonomik etkileri şeffaf biçimde açıklanmadıkça güven sorunu devam edecek. Bugün halkın cebinde kalan enerji faturası, yarın için verilen “müjde” sözlerinin değil, yapılan anlaşmaların bedelini gösteriyor.

Halk artık sorgulamalı: Seçim dönemlerinde vaat edilenler gerçekten hayatımıza yansıdı mı? Yerli üretim ve milli kaynaklar, neden uzun vadeli dış tedarik anlaşmalarının gölgesinde kalıyor? Şeffaflık ve hesap verebilirlik olmadan, umut sadece bir gösteriden ibaret kalır.

Gerçek zenginlik, yalnızca rezervlerde değil; halkın bilgilendirilmesinde, kendi kaynaklarını yönetebilme güveninde ve yapılan yatırımların somut sonuçlarında yatıyor. Sözler değil, icraat önemlidir. Halkın hakkını görebilmesi için şeffaflık şarttır.

Yazarın Diğer Yazıları