Kurtarmak adına güya kafesten,
Eli boğazımda düştüm nefesten,
Feragat eyledim hevâ, hevesten,
Boğup öldürmeyi yardım sayıyor.
Batan günü şafak yaptık yetmedi,
Gündüzü kararttık daha gitmedi,
Dedim satam bitsin, para etmedi,
Kendin halen altın cevher sanıyor.
Yangına uğratmış ahşap damları,
Gül rengine sarmış kara hamları,
Peltek sese vurmuş kırık camları,
Sözde aşka gelmiş hâlim soruyor.
Nasıl bir kâbus bu, ne bu garabet?
Edep erkân bilmez yoktur hitabet,
Mekandan soğutur nemli rutubet,
Sorsan miski amber koku satıyor.
Bilen varsa dostlar yolu söylesin?
Bu kâbusu benden uzak eylesin.
Uyandım da geldi, uyku neylesin?
Doktor olmuş bana ilaç sunuyor.
Halil YILMAZ
29 Mayıs 2025 / Ağrı