Ağrı
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
-1°
Karaköse Haber | Sağlık | İnsülin direnci kilo vermeyi neden zorlaştırıyor?

İnsülin direnci kilo vermeyi neden zorlaştırıyor?

Günlük yaşamda genellikle kilo alıp verme hızını tanımlamak için kullanılan metabolizma kavramı, uzmanlara göre bundan çok daha geniş bir işleyişi ifade ediyor.

Günlük yaşamda genellikle kilo alıp verme hızını tanımlamak için kullanılan metabolizma kavramı, uzmanlara göre bundan çok daha geniş bir işleyişi ifade ediyor.

KAYNAK: İHA

Günlük yaşamda genellikle kilo alıp verme hızını tanımlamak için kullanılan metabolizma kavramı, uzmanlara göre bundan çok daha geniş bir işleyişi ifade ediyor. Medicana Sağlık Grubu Endokrinoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Aysel Mammadyarzada, metabolizmanın vücudun enerji üretiminden hücre yenilenmesine kadar uzanan tüm biyokimyasal süreçleri kapsadığını belirtti. Modern yaşamın getirdiği yoğun tempo, stres ve düzensiz alışkanlıkların metabolizma sağlığını olumsuz etkilediğini söyleyen Mammadyarzada, doğru yaşam tarzı düzenlemeleriyle sağlıklı bir metabolizmanın mümkün olduğunu aktardı.

Uzm. Dr. Mammadyarzada, metabolizmanın işleyişine dair kamuoyunda bilinen sınırlı tanımların gerçeği yansıtmadığını ifade ederek şunları söyledi:
"Metabolizma; vücudumuzun enerji üretimi, besinlerin işlenmesi, hücre yenilenmesi ve yaşamı sürdüren tüm biyokimyasal süreçlerin genel adıdır. Nefes alırken, yürürken, düşünürken hatta uyurken bile metabolizma aktif olarak çalışır. Çoğu kişi metabolizmayı sadece ’kilo alıp verme hızı’ olarak bilse de bu oldukça dar bir tanımdır. Gerçekte metabolizma; enzimlerin, hormonların ve hücrelerin uyumla yürüttüğü çok sayıda kimyasal reaksiyonun toplamıdır."

Metabolizma hızının yaş, cinsiyet, genetik özellikler, kas kütlesi, beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite düzeyi gibi birçok faktörden etkilendiğini belirten Mammadyarzada, metabolizmayı doğrudan ölçen bir test olmadığını ancak şüpheli durumlarda tiroit, insülin ve cinsiyet hormonlarına bakılarak değerlendirme yapılabileceğini söyledi.

Metabolizmanın yalnızca fiziksel süreçlerden ibaret olmadığını, hormonlar, genetik miras, yaşam tarzı, beslenme ve psikolojik durumun bir araya gelerek metabolik dengeyi oluşturduğunu vurgulayan Mammadyarzada, sağlıklı metabolizmanın temelini oluşturan unsurları şöyle sıraladı:
"Düzenli uyku, üç ana iki ara öğünden oluşan dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite, yeterli su tüketimi, gerektiğinde hormon ve kan tetkiklerinin yapılması ve kişiye özel beslenme planı sağlıklı bir metabolizma için gereklidir."

Metabolizmayı yöneten hormonların önemine dikkat çeken Mammadyarzada, "İnsülin, T3 ve T4 gibi tiroit hormonları, leptin ve ghrelin, östrojen ve testosteron ile kortizol metabolizmanın işleyişinde kritik hormondur. Bu hormonların herhangi birindeki dengesizlik metabolizmayı doğrudan etkileyebilir" dedi. İnsülin direncinin kilo kontrolünü zorlaştırdığını belirten uzman, yanlış beslenme ve hareketsiz yaşamın insülin direncine neden olarak vücudun yağ depolama eğilimini artırdığını ve metabolik sendrom riskini yükselttiğini söyledi.

Kadın ve erkek metabolizması arasındaki farklılıklara da değinen Mammadyarzada, "Kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron metabolizma hızını, yağ dağılımını ve kas kütlesini belirler. Kadınlar yağları daha çok kalça ve uyluk bölgesinde depolarken, erkeklerde yağlanma çoğunlukla karın çevresinde görülür. Menopoz ve andropoz dönemlerinde hormonların azalması metabolizmayı yavaşlatabilir" dedi.

Metabolizma yavaşladığını düşünen kişilerin çoğunda tiroit bozuklukları, insülin direnci, demir eksikliği veya D vitamini eksikliği tespit edildiğini belirten Mammadyarzada, metabolizmanın yalnızca hormonlara bağlı olmadığını, uyku düzeni, stres, yetersiz beslenme, düşük kalorili diyetler ve hareketsizliğin de önemli etkiler oluşturduğunu söyledi. Mammadyarzada son olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

"Aldığımız besinler enerjiye dönüştürülür; ancak gereğinden fazla tüketildiğinde bu enerji depolanarak yağlanmaya yol açar. Sık sık az az yeme bazı kişilerde işe yarayabilir; önemli olan öğün dengesinin sağlanmasıdır. Uzun süreli açlık, stres hormonlarını artırarak kan şekerini yükseltebilir ve insülin dengesini bozabilir. Kafein metabolizmayı kısa süreli hızlandırabilir ancak aşırı tüketilmemelidir. Besin takviyeleri yalnızca laboratuvar testlerinde eksiklik tespit edilirse önerilir."

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...