Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz, son günlerde gıda zehirlenmesi vakalarının gündeme gelmesi üzerine konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. İstanbul'un Fatih ilçesinde yaşanan ve dört kişilik bir ailenin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayın ardından gıda güvenliği yeniden kamuoyunun dikkatini çekti.
AA muhabirine konuşan Gürbüz, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde gıda kaynaklı zehirlenmelerin zaman zaman ölümcül sonuçlara yol açabildiğini hatırlattı.
Gürbüz, “Son günlerde ülkemizde yaşanan gıda zehirlenmesi şüphesinin bu konunun ehemmiyetini ve gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur.” dedi.
Gıda üretiminde gerekli hijyen şartlarına uyulmamasının büyük risk oluşturduğunu belirten Gürbüz, özellikle toplu yemek tüketimlerinin olduğu düğün, organizasyon, yemek fabrikaları gibi yerlerde bu tür vakalarla daha sık karşılaşıldığını ifade etti.
“Üretim prosesine uygun üretilmeyen, hijyen tedbirleri alınmayan yerlerde üretilen gıda maddeleri her zaman risk taşımaktadır.” diyen Gürbüz, kontrolsüz ortamlarda hazırlanan gıdaların sağlık açısından ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı.
“Erken müdahale hayat kurtarır”
Gürbüz, gıda güvenliğinin tüm kurumlarda kültür hâline gelmesinin zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, belirtilerin görülmesi halinde vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi.
Gürbüz şu ifadeleri kullandı:
“Gıda zehirlenmesine neden olan mikroorganizmanın özelliğine göre hafif mide bulantısı, baş ağrısından başlayarak ölüme kadar gidebilecek sonuçlara neden olabilmekte. Bazı mikroorganizmalardan kaynaklanan gıda zehirlenmeleri kısa sürede iyileşebilirken, bazı patojen mikroorganizmaların ürettiği toksinler ne yazık ki ölümlere dahi sebebiyet verebiliyor. Ateş, baş ağrısı, mide bulantısı, kanlı ishal ve zaman zaman kramplar görülebilir. Eğer bu belirtiler 24 saati aşmışsa çok ciddi bir gıda zehirlenmesiyle karşı karşıyayız demektir. Mutlaka erkenden hastaneye gitmek gerekir. Erken müdahale çok önemlidir.”
Gürbüz, gıda zehirlenmesinin herkes için aynı şiddette seyretmediğine, bağışıklığı zayıf kişilerin daha büyük risk altında olduğuna dikkat çekti. Yaşlılar, bebekler, çocuklar, kronik rahatsızlığı bulunanlar ve bağışıklığı baskılanmış bireylerde hastalığın çok daha hızlı ilerlediğini ve daha ağır sonuçlar doğurabildiğini ifade etti.
Hijyen ve üretim kaynağının önemine değinen Gürbüz, özellikle sokakta satılan, üretim yeri belli olmayan ve açıkta bekletilen yiyeceklerin ciddi bir risk oluşturduğunu dile getirdi:
“Menşei bilinmeyen, üretim teknolojisi bilinmeyen, ham madde kaynağı belirsiz ürünler tüketilmemeli. Sokakta satılan birçok gıdada hijyen tedbiri olmadığını görüyoruz. Bu nedenle açık alanlarda satılan gıdaların tüketilmesi birincil derecede risk oluşturmakta. Tüketicilerin bu konuda dikkatli olması gerekmektedir.”
Öte yandan uzmanlar, gıda satın alırken etiket bilgilerine, son kullanma tarihlerine, üretim koşullarına ve ambalaj bütünlüğüne dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatıyor.
