Ağrı
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
-1°
Karaköse Haber | Sağlık | Gebelikte tedavi edilmeyen hipotiroidi, bebek sağlığını tehlikeye atıyor

Gebelikte tedavi edilmeyen hipotiroidi, bebek sağlığını tehlikeye atıyor

Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Topaloğlu, hipotiroidi hastalığının özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda sık görüldüğünü belirterek, gebelikte tedavi edilmediği takdirde bebekte ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Topaloğlu, hipotiroidi hastalığının özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda sık görüldüğünü belirterek, gebelikte tedavi edilmediği takdirde bebekte ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu.

KAYNAK: Anadolu Ajansı

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Topaloğlu, tiroid bezinin vücudun metabolizmasını düzenleyen hayati hormonları salgıladığını belirterek, hipotiroidi olarak bilinen tiroid hormon eksikliğinin özellikle kadınlarda yaygın görüldüğünü ifade etti.

AA muhabirine konuşan Prof. Dr. Topaloğlu, “Metabolizmanın yavaşlamasına bağlı olarak tüm vücutta, saçtan tırnağa kadar birçok bozukluk görülebiliyor. Saçlarda kabalaşma, dökülme, ciltte kuruma, özellikle ödem artışı, bacaklarda, ellerde, yüzde ve göz çevresinde şişlik, kilo artışı gibi bulgularla bu hastalıkta sıkça karşılaşıyoruz.” dedi.

Topaloğlu, hipotiroidinin ilerleyen evrelerinde tansiyon, kalp ve akciğer rahatsızlıklarının da gelişebileceğini belirterek, erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çekti. “Hastalığı erken dönemde fark edip tedaviye başladığımızda tüm bulguları kontrol altına alabiliyoruz. Bu rahatsızlığı özellikle kadınlarda sık görüyoruz. Doğurganlık çağındaki kadınlarda ya da gebelik sürecinde tedavi edilmezse, bebekte gelişimsel sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Hipotiroidinin en yaygın nedeninin, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırması sonucu gelişen Haşimato hastalığı olduğunu vurgulayan Topaloğlu, otoimmün hastalıkların genellikle kadınlarda daha fazla görüldüğünü ve bu durumun hipotiroidi oranını artırdığını belirtti.

Prof. Dr. Topaloğlu, hipotiroidinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalık olduğunu belirterek, “Bazı hastalarda ağızdan alınan ilaçlar yeterli etki göstermeyebiliyor. Bu durumda farklı tedavi seçeneklerine yöneliyoruz.” dedi.

Topaloğlu, tedavi yöntemleri arasında nadiren de olsa damardan uygulanan tiroid hormonu tedavisinin etkili sonuçlar verdiğini belirtti. Bu kapsamda kliniklerinde tedavi gören 50 yaşındaki Perizade Erdoğmuş’un hikayesini paylaşarak şunları söyledi:
“Perizade Hanım yaklaşık 15 yıl önce hipotiroidi tanısı almış. İlk 10 yıl boyunca ağızdan ilaçla tedavisi sürdü, ancak son dönemde yeterli yanıt alınamadı. Gerekli testlerin ardından damardan hormon tedavisine geçtik. Bu süreçte hastamızı alerjik reaksiyon riskine karşı yakından izledik. Tedavi sonrası şikayetlerinin önemli ölçüde azaldığını gördük.”

Hastalığının tedavi sürecinden bahseden Perizade Erdoğmuş ise, “Yaklaşık beş yıl önce Bingöl’den Ankara’ya taşındım. Sürekli yorgunluk, halsizlik ve uyku hali yaşıyordum. Yapılan tetkiklerde hipotiroidi hastası olduğumu öğrendim. Damardan tedaviye başladıktan sonra hayatım değişti. Artık sabahları daha dinç uyanıyorum, çocuklarımla daha fazla vakit geçirebiliyorum.” dedi.

Prof. Dr. Topaloğlu, tiroid hastalığının kadın sağlığında dikkat edilmesi gereken önemli bir sorun olduğunun altını çizerek, “Özellikle gebelik döneminde tiroid fonksiyonlarının düzenli olarak kontrol edilmesi, hem anne hem de bebek sağlığı açısından hayati önem taşıyor.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...