Ağrı
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
-1°
Karaköse Haber | Sağlık | Burun estetiğinde en doğru teknik nasıl belirleniyor?

Burun estetiğinde en doğru teknik nasıl belirleniyor?

Medical Park Ordu Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Nuh Evin, burun estetiğinde tercih edilen modern yaklaşımlar ve altın oranın güncel cerrahi uygulamalardaki yeri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Medical Park Ordu Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Nuh Evin, burun estetiğinde tercih edilen modern yaklaşımlar ve altın oranın güncel cerrahi uygulamalardaki yeri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

KAYNAK: İHA

Doç. Dr. Evin, altın oran kavramının uzun yıllardır estetik analizlerde kullanıldığını ancak günümüz rinoplasti pratiğinde tek başına belirleyici bir unsur olmadığını vurguladı. Ona göre altın oran, yüzün yatay ve dikey uyumunu değerlendiren bilimsel bir ölçüm aracı olarak kullanılıyor; fakat ameliyat planlaması yapılırken burun yapısı, yumuşak doku kalınlığı, fonksiyonel ihtiyaçlar ve hastanın yüz anatomisi birlikte ele alınıyor.

“Cerrahi yaklaşım hastaya özel olmalıdır” diyen Doç. Dr. Evin, burun estetiğinde standart bir oran anlayışının artık geçerliliğini yitirdiğini belirtti. Nazal kemik yapısı, kıkırdak miktarı, septum desteği, deri kalınlığı ve yüz açılarının bir bütün olarak incelendiğini söyleyen Evin, altın oranın yalnızca bu değerlendirmeye bir çerçeve sunduğunu, nihai cerrahi kararın kişiye özel tıbbi gerekliliklere göre verildiğini ifade etti. Ameliyat öncesi sanal planlamanın hastanın görünümünü daha doğru değerlendirme imkânı sunduğunu belirten Evin, böylece beklenti ile tıbbi gerçekliğin daha uyumlu hale getirildiğini aktardı.

Doç. Dr. Evin, estetik müdahalelerle birlikte fonksiyonel sorunların aynı seansta çözülmesinin güncel rinoplasti standartları arasında yer aldığını söyleyerek, septum deviasyonu, burun içi valv darlıkları ve konka hipertrofisi gibi sorunların estetik cerrahiyle eş zamanlı olarak düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Solunum kapasitesinin artırılmasının cerrahi başarının temel şartlarından biri olduğunu belirten Evin, “Nazal valv açıları ve hava akımı ölçümleri artık rinoplasti planlamasında önemli bir kriter haline geldi” dedi.

Doç. Dr. Evin, modern cerrahi tekniklere de değinerek yapısal (structural) ve koruyucu (preservation) rinoplasti yöntemlerinin öne çıktığını belirtti. Yapısal rinoplastide burun ucunun ve dorsumun özel greftlerle desteklendiğini, bunun uzun dönem stabil sonuçlar sağladığını ifade eden Evin, koruyucu rinoplastide ise burnun doğal yapısının mümkün olduğunca korunarak daha hızlı iyileşme ve doğal görünüm elde edildiğini söyledi.

Ameliyat planlamasında kemik yapısı, cilt kalınlığı ve fonksiyonel gereksinimlerin cerrahi tekniği belirlediğini hatırlatan Doç. Dr. Evin, analiz sürecinin operasyonun en kritik aşaması olduğunu dile getirerek, fizik muayene, radyolojik inceleme, endoskopik değerlendirme ve sanal planlama gibi yöntemlerle hastaya en doğal ve fonksiyonel sonucun hedeflendiğini kaydetti.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...