Ağrı
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
-1°

Tanımadığın insana vekâlet verilmez

YAYINLAMA:

Bir büyüğümün yıllardır kulağıma küpe olan bir sözü vardır:
“Öyle birine oy ver ki, bir de üzerine gidip kendini tanıtma zorunda kalmayasın.”
Aslında bu söz, halk iradesinin ne kadar değerli olduğunu ve temsil etme sorumluluğunun hafife alınmaması gerektiğini en yalın hâliyle anlatıyor.

Günlük hayatımızda hepimiz en az bir kez notere gidip vekâlet vermişizdir. 

Peki, bir düşünün: Noterde vekâlet verdiğiniz kişiye güvenmiyorsanız, o imzayı atar mısınız? 

Elbette hayır.

Çünkü imzanız, sorumluluk yükler. Verdiğiniz yetki, sizi temsil eder. Yanlış kişiye verilen vekâlet nasıl başınızı ağrıtıyorsa, sandıkta verilen yanlış oy da bir ilin, bir toplumun yıllarını etkiler.

Bu meseleyi sadece milletvekili ya da belediye seçimi gibi düşünmeyelim. 

Ağrı’da hemen her alanda seçim var:
Bakkallar Odası, Kasaplar Odası, Kooperatifler, Birlikler, Esnaf Odaları… 

Hangi kapıyı çalsanız, bir temsil makamı ve o makama oy veren insanlar var.

Ancak bir gerçeği de görmekten kaçamayız:
Ağrı’nın sivil toplum örgütlerine baktığınızda, yıllardır aynı isimlerin koltukları devraldığını, yeniliğe kapalı bir düzenin sürdüğünü görüyorsunuz.
Koltukları değişmeyen, sandıktan çıkan gücün farkında olmayan bir sistem…

Siyasette ise tablo biraz daha farklı görünse de, orada da önemli bir sorun var:
Tanımadığınız, sizi tanımayan, seçimden seçime ortaya çıkan kişilere oy verme alışkanlığı.

Kimseye akıl vermek haddim değil. Ancak bir kardeşiniz olarak naçizane bir uyarıda bulunmak istiyorum:

Tanımadığınız insana oy vermeyin.
Size gelip kendini tanıtmayan, kapınızı çalmayan, mahallenize uğramayan kişiye vekâlet vermek; bilinmeyen birine imza atmak gibidir.
Sizi görmezden gelen birinden yarın ne bekleyebilirsiniz?

Unutmayın, patron sizsiniz.
Sandığın gerçek sahibi sizsiniz.
O koltuklarda oturanlar ise sizin iradenizle orada bulunan temsilcilerdir.

Öyle isimlere oy verin ki…
Sizi gördüğünde başını çeviren değil, selam veren olsun.
Hal hatır soran olsun.
Sıkıntınızı, talebinizi dinleyen olsun.
Seçimden seçime değil, yılın her günü sizinle olan olsun.

Aksi halde bugün yaşadığınız sorunlar, yarın daha da büyüyerek karşınıza çıkar.
Telefon açtığınızda karşınıza çıkan o meşhur ses yine duyulur:
“Aradığınız kişi şu anda cevap veremiyor…”

Sonrasında sitem etmenin, “Keşke böyle yapmasaydık” demenin kimseye faydası olmaz.

Benim görevim sadece uyarmak.
Gerisi, sizin bileceğiniz iş…

Sandıkta verdiğiniz her oyun bir vekâlet olduğunu unutmayın.
Doğru kişiye verildiğinde şehir güzelleşir, yanlış kişiye verildiğinde bedelini yine siz ödersiniz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...