Ağrı Dağı’nın zirvesindeki buzullardan beslenen Karasu Sulak Alanı, Türkiye’nin en önemli kuş göç yollarından birinde bulunuyor. Ancak son yıllarda küresel iklim değişikliğinin etkisiyle buzulların küçülmesi, su akış rejiminde düzensizliklere yol açıyor. Bu durum, 200’ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapan sulak alanda ötrofikasyon sorununu beraberinde getirdi.
Suyun yüzeyini kaplayan yosun tabakası, aynı zamanda su altındaki yaşamı da tehdit ediyor. Uzmanlar, bu tabakanın oksijen girişini engellediğini, bunun da zamanla sucul canlıların ölümüne ve alanın bataklığa dönüşmesine neden olabileceğini belirtiyor.
Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aysun Altıkat, Karasu’daki duruma dikkat çekerek şunları söyledi:
“Burada gözlenen ötrofikasyonun temel sebebi, suyun akış rejiminde yaşanan değişiklik. Ağrı Dağı buzullarından gelen suyun azalması, yosunlaşmayı artırıyor. Eğer bu süreç uzun süre müdahale edilmeden devam ederse alan bataklığa dönüşecek. Çünkü bu bir zincir reaksiyon başlatıyor. Alglerin yüzeyi kapatması, oksijen girişini engelliyor, canlı yaşamı sona eriyor ve çürüyen organizmalar tekrar yosun oluşumunu tetikliyor. Bu döngü, sonunda alanı tamamen bataklık haline getiriyor.”
Altıkat, Karasu Sulak Alanı’nın ekolojik önemine de vurgu yaptı:
“Karasu çok özel bir bölge. Burada göçmen kuşlar konaklıyor, endemik türler bulunuyor. Dolayısıyla sıradan bir sulak alan gibi değerlendirilmemeli, özel olarak mercek altına alınmalı. Buradaki doğal yaşam tüm bölge için kritik öneme sahip.”
Uzmanlar, sulak alanın korunması için acil önlem alınması gerektiğini ifade ediyor. Altıkat, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Öncelikle dip çamurunun temizlenmesi, ardından yüzeydeki yosunların kontrollü şekilde alınması gerekiyor. Bu şekilde zincir reaksiyonun ilerlemesi durdurulabilir. Aksi halde Karasu, kısa süre içinde kuş cenneti olma özelliğini kaybedebilir.”
Karasu Sulak Alanı’nın korunması, hem yerel ekosistem hem de uluslararası göç yolları için hayati önem taşıyor. Bölgenin bataklığa dönüşmesi halinde sadece kuş türleri değil, bütün doğal yaşam geri dönüşü olmayan bir tehdit altında kalacak.
