Ağrı'da kuş sevdası nesilden nesile yaşatılıyor

Ağrı’da kuş besleme ve uçurma kültürü, zamanın ve teknolojinin etkilerine rağmen canlılığını sürdürüyor. Bu tutkuya gönül vermiş olan Cezmi Ulutaş, Nesim Kaya ve Mehmet Kayumtu isimli vatandaşlar, çocukluk yaşlarında başladıkları kuş merakını yıllardır aynı heyecanla devam ettiriyor.

Karaköse Haber’e özel konuşan Cezmi Ulutaş ve Nesim Kaya, kuşlarla ilgilenmenin sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu dile getirdi.

“Aile boyu kuşçuyuz, bu sevda bizde büyüklerden kaldı”

Cezmi Ulutaş, kuşlarla kurduğu bağı şu sözlerle ifade etti:

“Aile boyu kuşçuyuz. Kuş sevdası bizde büyüklerimizden kaldı. Onlardan gördük, bizde de yavaş yavaş bu sevgi oluştu. Şimdi hala aynı heyecanla devam ediyoruz. Yaklaşık 3500-4000 üyeye sahip bir derneğimiz var. Dernek başkanımız Sabahattin Aktay’dır, çok değerli bir abimizdir.”

Ulutaş, besledikleri kuşların özelliklerine de değinerek, damızlık ve anaç kuşları uçurmadıklarını, bu kuşları üretim amaçlı beslediklerini vurguladı. Özellikle bir kuşundan bahsederken gözleri dolarak şunları söyledi:

“Kürek erkek cinsi tepelim var. O benim evladım gibi. Öyle bir hobi ki, hiçbir şeye benzemiyor. Huzur veriyor. Kuşlarımı görmeden yapamıyorum.”

“Bu sevda 12 yaşında başladı, 60 yaşımda hala içimde aynı heyecan”

Kuşçuluk kültürünün Ağrı’daki en eski temsilcilerinden biri olan Nesim Kaya, 50 yılı aşkın bir süredir kuş besliyor. Bu tutkuyu zararlı alışkanlıklardan uzak kalmanın bir yolu olarak gördüğünü belirten Kaya, duygularını şöyle paylaştı:

“12 yaşında başladım kuş beslemeye. Şimdi 60 yaşındayım. Bu sevda hiç bitmedi. En azından kötü huylardan, alışkanlıklardan uzak tutuyor insanı. Sevgimiz baki, ne yapalım seviyoruz.”

Kuş Festivalleri ve Toplumsal Etkileşim

Kuşçuların bir araya geldiği ve çocukların da ilgiyle takip ettiği etkinlikler hakkında bilgi veren Cezmi Ulutaş, yaz aylarında güzel bir ortam oluşturduklarını belirtti. 

Ulutaş ailelerin çocuklarını getirerek hem doğayla hem hayvanlarla vakit geçirmelerine olanak sunduklarını söyledi:

“Bazı memur arkadaşlarımız yazın çocuklarını buraya getiriyor. Güzel bir ortam oluştu. Çocuklar izliyor, seviyor, ilgileniyor. Çayımızı içiyoruz, sohbet ediyoruz. Kuş festivallerimiz oluyor. Hakemler geliyor, kuşların uçuşuna ve takla atışına puan veriyor. Kuşların ayaklarında numaralar var, kaybolduğunda bulan kişi arıyor ve geri getiriyor. Hayvan sevmeyen insan sevemez. Kuşçu camiasına, Türkiye’ye, dünyaya selam olsun. Herkes birbirini sevsin.”

Mehmet Kayumtu da kuşlara olan sevgisinin yıllar içinde daha da derinleştiğini belirtiyor. Onun için kuş beslemek sadece bir vakit geçirme yöntemi değil, aynı zamanda sabır, sevgi ve emekle şekillenen bir uğraş:

“Kuşun dilinden anlamak kolay değil, sabır ister, zaman ister. Her sabah ilk işim kuşlara bakmak olur. Onların sesiyle uyanmak bana başka bir huzur veriyor. Kuşun keyfi yerindeyse senin de keyfin yerine geliyor. Hele yavru aldığın zaman, anlatılmaz bir sevinç yaşıyorsun.”