• Haberler
  • Güncel
  • Yerli 'nano helikopter' sahaya indi, ihracat kapıları açıldı

Yerli 'nano helikopter' sahaya indi, ihracat kapıları açıldı

Türkiye'de geliştirilen yerli nano insansız helikopter Nanoalp, devlet destekli AR-GE sürecinin ardından ihracata başladı.

Türkiye’de geliştirilen yerli “nano” sınıf insansız helikopter Nanoalp, devlet destekli AR-GE sürecinin ardından ihracat pazarına açıldı. Keşif ve istihbarat faaliyetlerinde güvenlik birimlerine önemli kolaylıklar sağlayan Nanoalp, sahip olduğu ileri teknoloji, tam otonom uçuş kabiliyeti ve muadillerine kıyasla sunduğu maliyet avantajıyla dikkat çekiyor.

Uludoğan Savunma Sanayi Teknoloji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Seyfeddin Cevdet Uludoğan, Teknopark İstanbul bünyesinde yürütülen çalışmalar kapsamında, TÜBİTAK 1501 Sanayi AR-GE Projeleri Destekleme Programı desteğiyle insansız nano helikopter geliştirdiklerini söyledi. Uludoğan, Teknopark İstanbul’un Yüksek Teknoloji Fonundan da yatırım aldıklarını belirterek bu desteğin üretim ve ihracat sürecini ciddi ölçüde hızlandırdığını ifade etti.

Yüzde 60 yerlilik oranıyla üretime başladıklarını aktaran Uludoğan, bir yıl içerisinde bu oranı yüzde 96 seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi. Ürünün teknik özelliklerine değinen Uludoğan, nano sınıf hava araçlarının helikopter mekaniğiyle geliştirildiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu sınıftaki ihtiyacın isterleri helikopter mekaniğiyle çözülüyor. Siz dar alanda yüksek kaldırma kapasitesi ve düşük ses ve devir istiyorsunuz. 200 gramın altında, 25 santimden daha ufak olan İHA gruplarına ‘nano’ deniyor. Bu sınıftaki helikopterler keşif ve istihbarat amaçlı kullanılıyor. Biz bu sınıfta üretim yapan Türkiye’de ilk, dünyada ikinci firma olma özelliğini taşıyoruz. Ürünün muadilinden farkı tam otonom olarak uçabilmesi, yüksek yerlilik oranı, çok sessiz uçması, sensör füzyonu kullanması ve taşıma kapasitesinin muadilinden daha fazla olması.”

Nanoalp’in tam otonom çalışabildiğine dikkat çeken Uludoğan, 100 gram ağırlığındaki platformun 350 grama kadar yük taşıyabildiğini belirtti. Bu özelliğin özellikle bina içi operasyonlarda önemli avantaj sağladığını ifade eden Uludoğan, cihazın patlayıcı taşıma kapasitesiyle operasyonel birliklerin elini güçlendirdiğini anlattı.

Uludoğan, “Aynı platform üzerinden hem keşif-istihbarat hem de kamikaze saldırısı yapabiliyorsunuz. Pervane yavaş dönüyor, bu nedenle daha sessiz uçabiliyor. Muadil ürünü 10-15 metreden fark ederken bizim ürünümüz 3 metreye kadar yanınıza girse sesini duyamazsınız. Kapalı, kısıtlı alanlarda, bina içi, mağara ya da orman gibi alanlarda görünmeden görebiliyor, havada normal dronlara göre 2 katı daha fazla kalabiliyor. Cihazımız bir bina içinde, GPS’nin çekmediği ya da jammer bulunan ortamlarda önceden tanımlanmış görevi tek başına yerine getirebiliyor. Bu özellik ürünü rakipsiz kılıyor.” dedi.

Nano sınıf helikopterlerin yabancı muadillerinin “arı dron” olarak bilindiğini ve yüksek maliyetleri nedeniyle ithalatta sorunlar yaşanabildiğini belirten Uludoğan, Nanoalp’in bu alandaki dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla geliştirildiğini vurguladı. Uludoğan, “İlk ihracatı Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptık, dört ülkeyle anlaşma imzaladık ve üretime başladık. Güney Kore, Malezya, Endonezya ve Orta Doğu ülkelerinden de yoğun talepler alıyoruz.” diye konuştu.

Yabancı muadillerinin kilogram başına değerinin 2 milyon dolara ulaştığını belirten Uludoğan, Nanoalp’in aynı operasyonel kabiliyeti korurken yüzde 50’ye varan maliyet avantajı sunduğunu ifade etti. Türkiye’de bu alandaki pazar büyüklüğünün yıllık 100-150 milyon dolar seviyesinde olduğunu belirten Uludoğan, Nanoalp ile yüksek katma değerli yerli üretimin güçleneceğini söyledi.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme