ÜNİVERSİTEDE ÇALIŞTAY ÖNCESİ

Değerli Dostlar,

Eskilerin meşhur bir kelâm-ı kibarı vardır:
"Şerefü’l-mekân bil-mekîn."
Yani, bir mekâna şeref kazandıran, orada bulunan değerli kişilerdir.
Bu veciz söz, “makam” için de geçerlidir; zira makamı değerli kılan da onu hakkıyla dolduran kişidir.

İşte bu sözün ışığında ifade etmek isterim ki:
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin bilim ve irfanı merkeze alan yeni yönetimi, Ağrı’nın istikbali açısından son derece anlamlı ve değerli bir çalıştayın arifesinde bulunuyor.
Bu kıymetli girişim, tüm Ağrılı hemşehrilerimiz tarafından takdirle karşılanacaktır.

Çünkü bir üniversiteden beklenen yalnızca bilgi üretmek değil; aynı zamanda bulunduğu şehri maddî ve manevî anlamda yüceltmektir.
Bu anlamlı çalıştaya omuz vermek, hepimizin ortak sorumluluğudur.

Sayın Prof. Dr. İlhami GÜLÇİN hocamızın liderliğinde,
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal YILMAZ hocamızın moderatörlüğünde,
Üniversitemizin kıymetli akademisyenlerinin katılımıyla senato salonunda gerçekleştirilen ön toplantıya bir gönüllü sıfatıyla, TR Düşünce Kulübü adına katıldım.

Burada bir gerçeği dile getirmeden geçemeyeceğim:
Koç yiğit yatağı, Cumhuriyet kenti Ağrı, sahip olduğu büyük potansiyele rağmen ne yazık ki bugüne kadar kendisinden beklenen kalkınma hamlesini gerçekleştirememiştir.

İşte bu çalıştay;
Ağrı’nın entelektüel aklını ve zeka cephesini harekete geçirecek,
Devletin ilgili kurumları başta olmak üzere tüm paydaşların katkısıyla, şehrin kalkınma dinamiklerini ortaya çıkaracaktır.

Yüz yıllık bir geçmişe sahip bu kadim şehir;
Sorunlarını görmezden gelen, sümen altı eden anlayışla yüzleşmeli
ve artık "kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların cesaretiyle" geleceğini yeniden inşa etmelidir.

Bu çalıştay, sadece geçmişin muhasebesini yapmakla kalmamalı;
2027 yılında il oluşunun 100. yılını kutlayacak olan Ağrı’yı, yeni bir yüzyıla stratejik bir vizyonla hazırlamayı da hedeflemelidir.

Değerli arkadaşlar,
Bu şehrin içinde bulunduğu şartlardan, büyüğünden küçüğüne, herkesin – mevkiine ve konumuna göre – bir mesuliyet payı vardır.

Unutmayalım ki:
Şehirler, onları sahiplenenlerin omuzlarında yükselir.