Raif Medetoğlu

Sağlıkta Adaletsizlik: Ağrı'nın Bitmeyen Çilesi

Raif Medetoğlu

Ağrı, yıllardır sağlık hizmetlerinde dışa bağımlılığın acısını yaşayan bir şehir. Ne yazık ki bu durum artık sıradan bir eksiklikten öte, tam anlamıyla bir çileye dönüşmüş durumda. Bir vatandaşın en temel hakkı olan sağlık hizmetine kolay ve kaliteli erişim, Ağrılı için hâlâ bir lüks mahiyetinde.

Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, hatta nüfusu Ağrı’dan çok daha az olan şehirlerde modern şehir hastaneleri hizmet verirken, Ağrı hâlâ bu hizmetten mahrum. Oysa burası, coğrafi zorluklara, sert kışlara, ulaşım güçlüklerine rağmen ayakta duran bir şehir. Bu memleketin insanı, hastalandığında Erzurum’a, Van’a, hatta Ankara’ya sevk edilmek zorunda kalıyor. Hastanın derdine derman ararken çektiği yol çilesi, sağlık sisteminin vicdanını kanatıyor.

Peki neden Ağrı’da hâlâ bir şehir hastanesi yok?
Bu sorunun cevabı ne siyasî iradede ne de bürokratik formalitelerde gizli olmamalı. Çünkü mesele sadece bir bina meselesi değil; mesele, adalet duygusunun yara alması meselesidir. Ağrılı, kendisine reva görülen bu eksikliği “ihmal” olarak değil, artık adaletsizlik olarak görüyor.

Sağlıkta adalet, sadece metropollerin ya da gelişmiş illerin hakkı değildir. Bu ülkenin en doğusundaki insan da en batısındaki kadar kıymetlidir. Bir çocuk Ağrı’da da doğar, Ankara’da da. Bir hasta Van’da da acı çeker, İstanbul’da da. O halde neden biri modern imkanlarla tedavi edilirken, diğeri kilometrelerce yol gidip beklemek zorunda kalıyor?

Ağrı’nın şehir hastanesi talebi, bir lütuf isteği değildir; bu, gecikmiş bir hak talebidir. Sağlık hizmetlerinde fırsat eşitliği, sadece anayasal bir madde değil, aynı zamanda insanlık onurunun da bir gereğidir.

Artık karar vericilerin bu sese kulak verme zamanı geldi. Ağrı halkı, “bir gün yapılacak” vaatlerine değil, somut bir adımın atılmasını bekliyor. Çünkü sağlık beklemeye gelmez; çünkü insan hayatı erteleme kaldırmaz.

Ağrı, şifa hakkını istiyor.
Bu talep, sadece bir hastane değil; adaletin, eşitliğin ve devletin şefkat eliyle kucaklaşmanın sembolüdür.

Yazarın Diğer Yazıları