Raif Medetoğlu

Millet Olabilmek..

Raif Medetoğlu

Millet olabilmenin yolu, fertçilik anlayışına karşı çıkmakla ve ben merkezli, burnu iki karış havada egoist ahlakı reddetmekle başlar. 
Soy sop üstünlüğünü ileri sürerek kendi kavminden olmayanlardan ayrılarak başka kavimleri hor görmek de bu kapsamdadır.

İslam'ın elbisesini giymiş, benliğini İslam cemiyetinin benliğinde eritmiş ve tüm varlığıyla, elinin ve iradesinin yetişebildiği her yerde millet olabilme şuuruyla rengini, dilini, cinsiyetini ve kültürünü İslam milletiyle bütünleştirip benliğini şan ve şerefle, başta İslam coğrafyası olmak üzere tüm dünyada büyük ve ihtişamlı İslam milletinin ittifak ve ittihadına feda ederek, ahenk içinde tüm insanlığın saadetine vesile olmayı idealleştirmek millet olabilmenin gereğidir.

Kavmiyetçiliğin zehrini damarlarımıza zerk edenlere karşı, bu karanlık, gerici zihniyeti aramızda yaymaya çalışan mahfilleri iyi tanıyınız.

Sizleri dar bir çerçeveye oturtanlara karşı İslam milleti adına haykırmak müminlerin omuzuna yüklenen bir sorumluluktur.

Türk, Kürt, Acem, Arap; bunlar kavim olarak kendilerine özgü bir kültüre sahip olabilirler.
Fakat bu kavimlerin yaşam biçimleri, kültürleri hiçbir zaman milleti millet yapan dini değerleri sakatlayacak, yok sayacak şekilde inanç esaslarını ve İslam'ın yüce ruhunu incitecek şekilde baskın gelmemelidir.

Çünkü kavimleri ve onun fertlerini değerli bir cemiyet yapan, İslam'ın manevi şahsiyetidir.

Bu bakımdan, İslam ile şereflenen topluluklar, İslam'ın ve imanın terbiye metoduyla şahsiyetini, ahlakını, ideallerini Kur'an ile olgunlaştırarak, Kur'an ve Sünnet'in yüce ruhunun şahsında tecelli etmesine imkân vererek izzet ve şeref kazanabilir.

Asıl meselemiz; ruhumuzun mayası olan İslam'ın maddi ve manevi yükselişimize vesile olmasına imkân vermektir. 
Bu hareket tarzı, iman ve irfan kardeşliğimizi yüceltmeye vesile olacak, İslam'ın bize tayin ettiği Kur'an'ın nurani caddesinde gitmeyi ve bize tekrar yeryüzünde büyük ve ihtişamlı olan İslam medeniyetini hâkim kılmamıza fırsat tanıyacaktır.

Toplumsal ahlakı ve düzeni tahrip eden, inanç sistemimizi hedef alan, ben merkezli egoist fert anlayışını İslam milletinin manevi şahsiyetinden daha değerli bulan bir düşünce manasız bir idraktir.

Kardeşlerim; vicdanda vücut bulmuş iyiliğin kaynağı İslam'dır. 
Milli birliği ve cemiyetin manevi bağlarını hedef alan, kendi kişisel çıkarlarını milletin çıkarları üstünde gören fertçilik, bu milletin kültürel dokusuyla barışık değildir. 
Cemiyetin manevi şahsiyetine, inanç esaslarına küfreden ve tüm değerlerine meydan okuyarak kalbini zehirleyenler, tarih boyunca alınlarında "haza cehennem mührü" ile zulme destek çıkmanın, zalime itaat etmenin kara lekesiyle yaşayarak hayata zillet içinde veda ettiler.

Bu sancılı coğrafya, kendini Tanrı ilan edip Allah'a meydan okuyan zalim çöplüğü ile doludur. 
İslam cemiyetini sefalet ve zillete sürükleyen, tuzu kuru zorba yönetimler alem-i İslam'ın utanç tablosunu teşkil ediyorlar. 
Bu zorba adamların örneklerini İslam coğrafyasında görmek mümkündür.

İslam cemiyetini zillet ve sefaletle baş başa bırakma çabası içinde olanlara karşı, Peygamber Efendimizin aziz hatırasına yakışır bir usul, bir yol ve hareket tarzı olan Sünnet-i Seniyye'sine tabi olarak hayatın her safhasında ona benzemekle hareket sahamızı genişletip bu milleti ihya edebiliriz.

Çünkü İslam medeniyeti ve inanç sistemi hayatımızı devam ettiren bir ruh gibidir.
Hiç kuşkusuz bu milletin dirilmesi ancak din ile mümkündür.

İnsanların cemiyet halinde yaşamaları bir zarurettir. Bu cemiyeti yeniden, hiç eskimeyen İslam ahlakı ile karanlığa karşı Ashab gibi aydınlık savaşı vererek, ilim ve irfan mektepleri olan medreselerimizle mümkün hale getirebiliriz.
Bizim hayal ettiğimiz İslam medeniyetinde fertler, egoist ahlakından feragat ederek kendi benliğini cemiyetin benliğinde eritmeği zaruret olarak görür.

Hatta bazı kuvveti temsil eden azgın zümrelerin arzularına itiraz ederek onların kendilerini haşa ulûhiyet makamında görmelerine fırsat vermemelidir. 
Toplumun manevi şahsiyetini, fertlerin Kur'an ile aydınlanmış şahsiyeti inşa edecektir. Bu şuur ve idrakle, Efendimizin bize miras bıraktığı Kur'an ve Sünnet'in ahkâmının tüm benliğimizde hayat bulmasına imkân tanımalıyız.
Gelecek tasavvurumuz adına, çağdaş denilen bu karanlık nizama karşı Kur'an'ın nurlu meşalesini yakarak Sahabe kardeşliğini yeniden inşa ederek, cemiyet ve milletimizin ahlakını Kur'an ahlakı ile bütünleştirip çok kıymetli bir cevheri gün yüzüne çıkarabiliriz. 
Bize çok konuşan, çok bilmişlik taslayan değil, Kur'an'ı yaşayarak milletin saadetine vesile olabilecek samimi, salih bir topluluk gerek.
İnancımızı ve imanımızı tehdit eden ve tekrar eden hata ve kötülüklere isyan edici bir şuuru imha etmeye çalışan cephenin insanımızın ahlakında derin yaralar açmasına fırsat vermemeliyiz.

İslam dinine mensup olan bütün müminler topluluğu tek millettir. 
Bizim medeniyetimizin tekrar hayat bulmasına karşı çıkan kötülük cephesini iyi tanımalıyız. 
Din, dil ve tarih birliğini, bunlara bağlı maddi ve manevi unsurlarımızı yükselişimize vesile kılabiliriz.

Millet olabilmek bunu gerektiriyor.
Vesselam...

Yazarın Diğer Yazıları