Prof. Dr. M. Salih GEÇİT

Cahiliye devri arabistan toplumu ile çağımız batı dünyasında kadın mağduriyeti (3)

Prof. Dr. M. Salih GEÇİT

Kur’ân’da Kadının Değeri ve Kadına Verilen Haklar

Kur’an’ın nazil olduğu dönemde kadının iyi bir durumda olmadığı ilgili kaynakların tümünde açık bir şekilde anlatılmaktadır. Genel Tarih kitapları, İslam Tarihi kaynakları, Hadis ve Tefsir kitapları, Hukuk Tarihi kitapları Cahiliyye dönemi Arap toplumunda kadının insanlık değerini kaybettiği konusunda birçok örnek vermektedir. 

Böyle bir ortamda Kur’an’ın kadınlar hakkında kullandığı ifadeler, kadına verdiği hak ve yetkiler bugünkü medeniyetlerin bile birçok konuda ulaşamadığı derecede büyük bir devrim olarak kabul edilmelidir.

Aşağıda Kur’an’da geçen ayetlerden birkaç tanesini seçeceğiz:

"Kadın ailenin huzur kaynağıdır":

“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”(1)

"Kadın ile erkek yaratılış açısından eşittir":

 “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözetleyicidir.” (2)

"Kadının da erkeğin de hukuki hakları dokunulmazdır":

“Ana, baba ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Allah, bırakılanın azından da çoğundan da bunları farz kılınmış birer hisse olarak belirlemiştir." (3)

“Kadına zorla mirasçı olmak ve iradesi dışında hakkını almak zülümdür”:

 “Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. Açık bir hayâsızlık yapmış olmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.” (4)

“Kadın-erkek ilişkilerinde adalet temel prensiptir”:

“Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: “Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor.” Kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras)ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara, zavallı çocuklara ve yetimlere adil davranmanıza dair, size okunmakta olan âyetler de bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız şüphesiz Allah onu bilir.” (6)

"Kadın-erkek ilişkilerinde sevgi ve merhamet temel prensiptir":

 “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (7)

"Kadının hakları dokunulmazdır":

 Kur’an Kadına birçok hak tanımış, maddi ve manevi alanda yüksek bir mertebeye kavuşturmuştur. Aşağıda Kur’an’ın kadına tanıdığı haklardan bellibaşlı olanları başlıklar halinde arz edeceğiz:

"Miras hakkı":

“Ana, baba ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Allah, bırakılanın azından da çoğundan da bunları farz kılınmış birer hisse olarak belirlemiştir.” (8)

"Sevgi temelli aile kurma hakkı":

 “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (9)

"Boşanma hakkı":

“Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler ve Allah’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa gizlemezler. Kocaları da, barışmak istedikleri takdirde o süre içersinde onları geri almaya daha layıktırlar. O kadınların, üzerlerindeki meşru hak gibi, kendilerinin de hakları vardır. Yalnız erkekler için, onların üzerinde bir derece vardır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (10)

"Boşanma tazminatı hakkı":

 “Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.” (11)

"Ticaret hakkı":

 “Yetimleri, nikâha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü, hemen onlara mallarını verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, onlara karşı şahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.” (12)

“Mülkiyet hakkı”:

“Allah’ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var. Allah’tan lütfunu isteyin; şüphesiz Allah her şeyi bilmektedir.” (13)

"Mehir hakkı":

“Kadınlara mehirlerini (bir görev olarak) gönül hoşluğuyla verin. Eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin.” (14)

“Hidane ve Nafaka hakkı”:

 “Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.” (15).

"Rada hakkı":

"(Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için) anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir. Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. -Hiçbir anne ve hiçbir baba çocuğu sebebiyle zarara uğratılmasın- (Baba ölmüşse) mirasçı da aynı şeyle sorumludur. Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse onlara günah yoktur. Eğer çocuklarınızı (bir sütanneye) emzirtmek isterseniz örfe uygun olarak vereceğiniz ücreti güzelce ödediğiniz takdirde size bir günah yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görendir.” (16)

“Seçim ve siyasi karar hakkı”:

 “Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (17).

Görüldüğü üzere Kur'an'ın on dört asır önce kadına tanıdığı bu hakları çağdaş dünya henüz bu seviyede tanımış değildir.

Kaynaklar:

1. Ebu Abdirrahman Ahmed b. Şuayb en-Nesâî, İşretu’n-Nisâ’, Tahk. Abdurrezzak el-Mehdî, Dâru’l-Kutub el-Arabî, Beyrȗt, 2004; Ebu’l-A’lâ el-Mevdȗdî, Hicab, Terc. Ali Genceli, Hilal Yayınları, İstanbul, tsz; Bekir Topaloğlu, İslâm’da Kadın, Nesil Yayınları, İstanbul, 1995; Rıza Savaş, Hz. Muhammed Devrinde Kadın, Ravza Yayınları, İstanbul, 1992.
2. Rum Suresi, 21.
3. Nisa Suresi, 1. 
4. Nisa Suresi, 7.
5. Nisa Suresi, 19. 
6. Nisa Suresi, 127. 
7. Rum Suresi, 21.
8. Nisa, 7. 
9. Rum, 21. 
10. Bakara, 228. 
11. Bakara, 237.
12. Nisa, 6. 
13. Nisa, 32. 
14. Nisa, 4.
15. Talak, 6. 
16. Bakara, 233. 
17. Mümtehine, 12.

Yazarın Diğer Yazıları