Mehmet Ali Sezer

Yönetmek İstiyorsan Önce Aynaya Bakacaksın!

Mehmet Ali Sezer

Kusura bakmayın ama bu işler öyle “Ben adayım” demekle olmuyor artık! Hele ki bir beldede, birden fazla aşiretin, türlü türlü yapının iç içe geçtiği, herkesin birbirini ezbere tanıdığı bir yerde… Bu coğrafyada kalkıp da “Ben muhtar olacağım, ben belediye başkanlığına talibim” diyorsan, önce o aynanın karşısına geçeceksin! Çünkü bu işin sadece maddi değil, asıl olarak manevi bir bedeli var. Hem de öyle az buz değil!

Belde siyasetinde herkesin bir geçmişi var kardeşim! Kimin kimin kuyusunu kazdığı, kimin kimle kol kola yürüyüp sonra sırtından vurduğu, kimin kimi yürekten destekleyip sonra arkadan hançerlediği unutulmaz. Bu halk unutmuyor! Her seçimde dönüp dönüp aynı sahneleri izlemekten bıktık artık.

Sen geçmişte ailenle, aşiretinle milleti kırmışsın, bölmüşsün, şimdi kalkmış “Birlik beraberlik” nutukları atıyorsun. Hadi oradan! Kimse yutmuyor artık o masalları! Herkes biliyor ki bazıları “ailemin geleceği” deyip kendi cebini doldurmanın, kendi koltuğunu sağlamlaştırmanın peşine düşmüş. Kusura bakmayın ama bu devran dönerken insanlar artık izlemekle yetinmeyecek. Karşısına dikilecek!

Bu işin en ağır faturası parayla pulla ödenmiyor. Asıl bedel, aynı sofraya oturmayan kardeşlerle, aynı camide göz göze gelmekten kaçınan komşularla, yılların dostluğunun bir dedikoduyla yıkılmasıyla ödeniyor. Mahalle mahalle ayrıştık, sokak sokak bölündük! Kimin yüzünden? Kendi menfaatinden başka bir şey düşünmeyen sözde liderlerin yüzünden!

Artık yeter! Herkes eteğindeki taşı döksün. Kim kime ne yaptıysa çıksın açık açık konuşulsun. Gizli kapaklı hesapların zamanı geçti. Bu millet gözünü açtı, artık kimin samimi, kimin sahte olduğu ayan beyan ortada.

Beldeyi yönetmek öyle eşe dosta “Beni destekleyin” demekle olmaz. Bu bir sorumluluktur. Kalbe dokunmayan, halkın yarasına merhem olmayan hiç kimse o makama oturmasın. Çünkü oturursa da o koltuk bir gün zehir olur. Hem sana, hem ailene!

O yüzden bu sefer öyle eski seçimler gibi olmayacak! Bu sefer halk sorgulayacak. “Kim kimi sattı, kim kiminle iş tuttu, kim neyin peşinde” diyecek. Ve artık “Herkes herkesi bilir” masalından çıkıp, “Kim gerçekten bizim için yürüyor” diye sorgulayacak.

Siz de dönüp arkanıza baktığınızda ‘’Vay be Kimler Kimlerle Beraber Yürüyormuş'' Diye Sormuyor musunuz?

Yazarın Diğer Yazıları