Mehmet Ali Sezer

TÜİK Açıkladı: Ağrı Hem En Ucuz Hem De En Fakir Şehir!

Mehmet Ali Sezer

"Memleket Hasreti ve Ağrı'nın İronik Zenginliği"

Son yıllarda tersine bir göç dalgasıyla yüzleşiyoruz. Büyük şehirlerin beton yığınları arasında kaybolanlar, köklerine dönüyor. Özellikle Ağrılılar başta olmak üzere, Doğu’nun çocukları, terk ettikleri topraklara yeniden ayak basıyor. Kimi tamamen dönüyor, kimi ise bayramlarda, düğünlerde, yaz tatillerinde memleketin yolunu tutuyor. Eski evler onarılıyor, köy meydanları yeniden şenleniyor. Peki bu dönüşün ardında yatan sadece nostalji mi? Yoksa büyük şehirlerin dayanılmaz yükünden kaçış mı?

Ağrı… Türkiye’nin En "Ucuz" Şehri ve En "Fakir" İronisi

TÜİK’in son verileri, Ağrı’yı Türkiye’nin en ekonomik şehri ilan etti. Kiralar düşük, gıda fiyatları makul, ulaşım neredeyse bedava denebilecek kadar ucuz. Sabit gelirliler, özellikle emekliler için bir cennet burası. Fakat bu ucuzluğun gölgesinde acı bir gerçek yatıyor: Aynı Ağrı, Türkiye’nin en fakir illerinden biri.

Bu çelişkiyi düşünün: Bir yanda hayatın çok ucuza geldiği bir şehir, diğer yanda yoksulluğun pençesinde kıvranan bir nüfus. Ucuz olması memurları cezbediyor, ama fakir olması yakışmıyor bu topraklara. Çünkü Ağrı, sadece istatistiklerde değil, yüreklerde de bir "ağrı"dır.

Büyük Şehirlerin Çürümüş Rüyası ve Köye Dönüş

İstanbul’da bir fincan kahve parasına Ağrı’da bir aile doyuyor. Ankara’da bir aylık kira bedeline, memlekette bir ev satın alınabiliyor. Büyük şehirlerdeki hayat pahalılığı, insanları köklerine dönmeye zorluyor. Artık daha çok insan, "Bu şehir bana ne veriyor?" diye soruyor. Ve cevap genellikle hüsran oluyor.

Öte yandan, bu dönüş bir kaçış mı, yoksa bilinçli bir tercih mi? Bayramlarda köyüne koşan, yazın serin yaylalara sığınan, düğünlerde halay çekip taziyelerde komşusuna sarılan insanlar, aslında kaybettikleri bir şeyi arıyor: İnsanlıklarını.

Fakirlik, Ağrı’nın Kaderi Değil!

Ağrı ucuz, evet. Ama bu ucuzluk, onu fakirliğe mahkum etmemeli. Bu şehir, tarımıyla, hayvancılığıyla, turizmiyle kalkınabilir. İnsanların memlekete dönüşü, aslında bir fırsat. Eğer doğru adımlar atılırsa, bu göç dalgası Ağrı’yı bir çekim merkezi haline getirebilir.

Belki de sorun, istatistiklerdeki "en ucuz" etiketini kırmakta yatıyor. Ağrı, sadece "ucuz" değil, "değerli" olmalı.

Ağrı, Sadece Bir Yer Değil, Bir Hissiyattır

Büyük şehirlerin stresi, pahalılığı ve yalnızlığı, insanları köklerine döndürüyor. Ağrı, bugün Türkiye’nin en ucuz şehri olabilir. Ama yarın, dönenlerin emekleriyle belki de en "zengin" şehirlerinden biri olacak.

Çünkü memleket, sadece taşın toprağın değil, yüreğin attığı yerdir. Ve görünen o ki, yürekler Ağrı’ya doğru atıyor…

Yazarın Diğer Yazıları