
SİYASET DEĞİL, RESMEN KOLTUK TİCARETİ!
Mehmet Ali Sezer
Belde dediğin yer, herkesin herkesi tanıdığı, bir lafın tüm mahalleyi dolaştığı, siyasetçinin yüz yüze hesap verdiği yerdir. Ama bakıyoruz ki işler hiç de öyle yürümüyor artık. Hele seçim zamanı gelince, perde arkasında öyle oyunlar oynanıyor ki, ne ahlak kalıyor ortada ne de demokrasi!
Belediye başkanlığına aday olan zat, çıkıyor çevresine fısıldıyor: “Falanca mahallede siz muhtar adayı çıkarmayın. Bizim oyları oranın muhtarına basalım. Onlar da başkanlıkta bize oy versin!” Ne demek bu ya? Koca koca adamlar, koltuk uğruna halkın iradesini satıyor, kendi çıkarı için insanların önünü kesiyor. Bu pazarlık değil, bildiğin siyasi ihanet!
Birileri sırf seçilsin diye mahallelerde muhtar adayı çıkmasın mı? Gençler, yıllardır “Ben de bir gün muhtar olurum” hayalini kursun ama birileri çıksın, o hayali bir çırpıda silip atsın? Hayır kardeşim, bu iş bu kadar ucuz değil!
Bunun adı siyaset değil, koltuk ticaretidir!
Bakın açık söylüyorum: Bir mahallede kaç kişi seni seviyor, sana güveniyor, senin arkanda duruyor bunu öğrenmenin tek yolu vardır. O da sandıktır! Kimseye “Aday olma, oyları bana çalış” diyemezsin! Diyorsan da bilin ki sen bu işi layıkıyla yapamazsın. Senin yerin o koltuk değil!
Bu tarz pazarlıklar sadece bireylerin siyasi hakkını çalmıyor, aynı zamanda beldede güvensizlik yaratıyor. Mahalle mahalle bölünüyor, insanlar birbirine düşüyor, dostluk yerini menfaate bırakıyor. Bu rezillik yüzünden beldede siyaset çürümeye başlıyor. Ne uğruna? Bir koltuk daha kazanmak için mi?
Yok öyle yağma! Bu saatten sonra herkes bilsin: Kim muhtar olmak istiyorsa aday olsun, kim belediye başkanlığına talipse mertçe çıksın ortaya. Oyunla, pazarlıkla, kandırmaca ile değil; bileğinin hakkıyla, yüreğinin cesaretiyle girsin bu yarışa!
Muhtarlık makamı küçümsenecek bir yer değil. O koltuğa talip olmak demek, “Ben bu halk için gece gündüz çalışırım” demektir. Ve o koltuk kimsenin siyasi oyun malzemesi değildir!