Mehmet Ali Sezer

ANA

Mehmet Ali Sezer

O bir anneydi… Her sabah ev halkından önce uyanır, kimse fark etmeden sofrayı kurar, geceden ısladığı fasulyeyi tencereye koyar, çocuklarının çantasını sessizce hazır ederdi. Kimseye yük olmamak, kimseyi meşgul etmemek, kimseyi üzmemek için kendini hep geri plana atmıştı. Ama içindeki fırtınaları hiç kimse duymadı. Ta ki sessizlik çığlığa dönüşene kadar...

O gün mutfağa gittiğinde gözleri buğulu bir cam gibi bulanıktı. Tuzu ayarlayamadı yemeğe, çayı taşırdı fark etmeden. "Hava kapalı herhalde," dedi önce, sonra "gözlerim biraz yorgun galiba." Ama aslında ne hava kapalıydı ne de gözler yorgundu. Şeker, sinsice gözlerini alıyordu ondan. Göz dibi kanamaları başlamış, damarlar hasar görmüştü. Görmesi her geçen gün biraz daha kararıyordu. Ama yine de doktora gitmedi, "biraz dinlenirim geçer" deyip geçiştirdi. Çünkü annelik, önce herkes sonra sen demekti onun için.

Günler geçtikçe yorgunluğu artmaya başladı. Ayakları şişiyor, geceleri uykudan tuvalete kalkıp geri dönemiyordu. Böbrekleri alarm veriyordu. Ama bunu kimseye söylemedi. "Ayağım burkulmuş herhalde," diyerek yine üstünü örttü acısının. Ta ki bir sabah uyanamadığı güne kadar... Hemen hastaneye kaldırıldı. Teşhis netti: böbrek yetmezliği. Artık diyaliz şarttı.

Her hafta 3 kez diyalize giriyordu. O koltuğa otururken gözleri yerdeydi, dudaklarında kırık bir dua, kalbinde bin parça. Hayatı artık makinelere bağlıydı. Ama o hâlâ çocuklarının dertlerini dinliyor, "Ben iyiyim, siz yeter ki üzülmeyin" diyordu. Oysaki her diyaliz sonrası evine bir parça daha eksik dönüyordu. Gücünden, sabrından, umudundan...

Ve bir sabah… Sessizlik yine çok derindi evde. O her zaman erken uyanırdı ama bu kez uyanmadı. Kalbi daha fazla dayanamadı. O yorgun beden, o susturulmuş acılar, o ertelenmiş tedaviler sonunda pes etti. Kalp krizi dediler. Oysa o gün yıkılan sadece kalbi değil, ardında bıraktığı çocukların dünyasıydı.

Şimdi geriye sadece kokusu kaldı yastıklarda. Çocuklarının hafızasında ise hep gülümseyen, hep "iyiyim" diyen bir anne… Oysa kimse bilmiyor ki, o anneler bazen sadece sessizce tükenir. Gözlerinde umut, kalbinde sevdası, sırtında yılların yüküyle…

Yazarın Diğer Yazıları