Ağrı'nın Zenginleri Nerede? Fakirlik Bu Şehirde Kalmaya Devam Ediyor
Mehmet Ali Sezer
Ağrı’nın ekmeğini yiyen iş insanları yatırımlarını başka şehirlere ve ülkelere yönlendirirken, fakirlik ve umutsuzluk bu topraklarda yaşayanların omzunda büyümeye devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı il düzeyinde Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerini kamuoyu ile paylaştı.
Türkiye genelinde Ağrı yine fakirlikte son sıralarda yer aldı. Şaşırdık mı? Elbette hayır. Peki neden? Gelin bu sorunun cevabını birlikte değerlendirelim.
Türkiye'nin en büyük makro projelerinin altında imzası bulunan pek çok iş insanının Ağrı’dan çıktığını biliyor muydunuz?
Köprülerden üniversitelere, medya sektöründen dev yatırımlara kadar birçok alanda faaliyet gösteren vergi rekortmenlerinin önemli bir bölümü Ağrılı. Ancak bu insanlar, Ağrı’nın ekmeğini suyunu yiyip içtikten ve ekonomik güç kazandıktan sonra ya Türkiye’nin batısında ya da Avrupa’nın farklı ülkelerinde faaliyet yürütmeyi tercih ediyor.
Üstelik yalnızca büyük iş insanlarından söz etmiyoruz…
Ağrı’nın, Patnos’un, Doğubayazıt’ın ya da başka ilçelerin köylerinden batıya çalışmaya giden gençler, biraz para biriktirince önce bir ev, sonra bir araba, ardından ikinci bir daire ya da arsa alıyor. Daha sonra arabayı bir üst modelle değiştiriyorlar. Helali hoş olsun, kimsenin bir şey dediği yok. Ama bizim derdimiz başka.
Güneşin doğudan doğup erkenden batması gibi, Ağrı'nın Türkiye’de öncü olduğu tek şey galiba bu coğrafi gerçeklik. Çünkü Ağrı’nın ülke gündeminde konuşulan başka bir yönü neredeyse yok.
TÜİK’in cari fiyatlarla hesapladığı kişi başı GSYH verilerine göre Ağrı, 194.660 TL ile 81 il içinde 80. sıraya yerleşti. Buna “yuh” demekten başka bir şey gelmiyor elden.
Ağrı’dan daha düşük gelir düzeyine sahip tek il Van oldu. Onun da kaderi benzer; çünkü o da bu bölgenin illerinden biri.
81 il içinde Van, Ağrı ve Şanlıurfa yine fakirlikte son sıralarda. Hadi hayırlı olsun.
Bu tablo hiç değişmiyor. TÜİK her yıl Türkiye ile ilgili parametreleri açıkladığında, Ağrı’yı eğitimde, sağlıkta, kalkınmada hep listenin en sonunda görüyoruz.
Ağrı’nın elinden hiçbir zaman tutan olmadı; bundan sonra da olacak gibi görünmüyor.
Seçim dönemlerinde siyasetçiler kapı kapı dolaşıp el pençe dururken, seçim biter bitmez muhtar, alacağı maaşa bakıyor, milletvekili ise Ankara’da TBMM koltuğunu yıpratıp rezidansında vakit geçirip çocuklarını en lüks okullara gönderme derdine düşüyor. Peki Patnos’un Dedeli beldesindeki, Tahir’deki ya da Hamur’un herhangi bir köyündeki gariban ne yapsın?
İl bazlı GSYH toplamlarına baktığımızda Türkiye ekonomisinin yarısından fazlasını sadece ilk 5 ilin oluşturduğunu görüyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir listenin başında; Ağrı ise her zamanki gibi diplerde.
Ağrı’nın yıllık büyüme oranı TÜİK’in detaylı listesinde belirtilmedi; ancak ekonomiyle ilgilenenler, Ağrı’nın potansiyeline rağmen yapısal problemler yüzünden Türkiye ortalamasının altında kaldığını her fırsatta dile getiriyor ama dinleyen kim?
Mesele çok açık: Ağrılı iş insanları yatırımlarının küçük bir bölümünü bile memleketlerine yönlendirse, TÜİK’in GSYH listesinde Ağrı’nın yükseldiğini hep birlikte görebiliriz.
Ağrılıların başarılarını hep başka illerde duyuyoruz: Ağrı’da büyüyüp vali, kaymakam, hâkim, savcı olanlar… İstanbul’da atölye kuranlar, Ankara’da tesis açanlar, İzmir’de öğrencilere burs verenler… Yurt dışına açılıp ihracat yapanlar… Hepsi ülkenin kalkınmasına katkı sağlıyor. Güzel, çok güzel ama kardeşim, bir de kendi memleketine bak.
Ata toprağına eğilmek bu kadar zor olmamalı.
Sadece bayramda kabristana gidip bir fatiha okumakla o ailenin, memleketin evladı olunmuyor.
Ağrı’nın hâli perişan, fakirlik diz boyu. Gençler çobanlıktan, garibanlıktan kaçıp başka şehirlere savruluyor. İşçi ölümlerinde bile Ağrılıların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Ya cenazeleri geri dönüyor ya da bir kısmı çok daha iyi yerlere geliyor.
Gönül ister ki hepsi iyi yerlere gelsin, hepsi bolluk içinde yaşasın.
Ağrılı iş insanları ne zaman bir araya gelip yatırımlarını memleketlerine taşırsa işte o zaman Ağrı kalkınır. O zaman TÜİK’in her yıl en alt sıralarda gösterdiği bu şehir belki birkaç sıra da olsa yukarı çıkar.
Ağrı bizim memleketimiz. Zor bir memleket olabilir, fakir bir memleket olabilir; yaşanması güç olabilir. Ama burası bizim doğduğumuz yer.
Ağrı’nın kaderini değiştirecek olan, bu şehrin toprağında doğup dünyanın dört bir yanına dağılanların bir gün dönüp “Ben de bu memleketin çocuğuyum.” diyebilmesidir.
Nereye gidersek gidelim, ne kadar zenginleşirsek zenginleşelim, öldüğümüzde gelip Ağrı’nın toprağına gömüleceğiz. Var mı daha ötesi…