Halil Yılmaz

Bizim Öyküler-3 (Aile Yılı)

Halil Yılmaz

Yanılmıyorsam 2012 yılıydı. 
Böyle bir ilkbahar gününde, vakit akşam üstüydü. Güneşin batmasına ramak kalmıştı.

Ailece köydeki evimize gidiyorduk.
Çevre yolunda, Yolugüzel ile şimdiki polis kontrol noktasının arasında bir yerde; bayramlık elbiseler giyinmiş, 6-7 yaşlarında bir kız çocuğu, yolun sağında telaşlı ve hızlı adımlarla ilerliyordu.

Kız çocuğuna merakla bakarak geçtim, çok geçmeden arabanın hızını düşürdüm. "Bu çocuk kaybolmuş olmalı..." dedim, eşime.

İlerindeki petrolün oradan geri döndüm, gidip çocuğun yakınına, sağa yanaşıp arabayı park ettim. Kız çocuğunun yüzünde umut ile korku arası bir anlam belirdi. Gözlerinde masumiyet yaşları çığlık atmak üzereydi.

Arabadan eşimle birlikte indik,
"Kızım, nereye gidiyorsun?" diye sordum.
"Dedemin köyüne..." dedi titreyerek.
Korkmaması için teselli ettim ve sordum.
"Dedenin köyü nerede?"
Ovaya doğru elini uzattı, "oralarda" dedi.

Dedesinin köyü tam 8 km uzaklıktaydı. Şehir merkezindeki evlerinden, öğleye doğru yola çıkmış, buraya kadar gelmişti.

Polisi aradım, çocuğun durumunu ilettim. 
Polisin bilgisi dahilinde çocuğu alıp çocuk karakoluna götürdüm.

Doğal olarak ifadem alındı. 
"Gidebilirsiniz..." denildi, ama ben ailenin gelmesini bekledim. 
Kızın amcası, bir sendika başkanı olan, yakın arkadaşım çıktı.
Çocuğunun, annesini görünce ancak ağlamaya cesaret etmesi ve annesine sarılmasını görmeliydiniz...

Arabaya huzurlu bir şeklide bindim, yola çıktık.
Karanlık perdesi yeryüzüne hafiften inmişti. Arka koltukta oturan, o tarihte, on yaşlarında olan kızım, koltuğun üzerinden uzanıp bana sarıldı.

"O kızı bir başına bırakıp gidemeyeceğini biliyordum..." dedi ve sağ yanağıma bir buse kondurdu.

Bu güne kadar duyduğum en gurur verici söz, "O kızı bir başına bırakıp gidemeyeceğini biliyordum..." sözüdür ve tüm samimiyetimle söylüyorum: Bu güne kadar aldığım en değerli ödül, kızımın yanağıma, o an, kondurduğu o busedir.

Bu yıl 'aile yılı' ilan edildi.
Aile önemli,
Çocuklar için aile daha çok önemli.

Ailemize ve bütün çocuklara sahip çıkmamız temennisiyle...
"Her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir cenneti dahi kendi hanesidir."

Yazıyı buraya kadar okuduysanız, lütfen!
Bu gün çocuklarınıza, özellikle kız çocuklarınıza, sıkı sıkıya sarılın ve onları çok sevdiğinizi söyleyin.

Bu sarılma eyleminin sizde bağımlılık yapacağına ve çocuklarınıza özgüven kazandıracağına eminim.

Yazarın Diğer Yazıları