Işıklarda ve kavşaklarda dilenen/dilendirilen vatandaşları görüyorsunuz. Bahar ve yaz aylarında sayıları giderek artıyor.
Dilenmek kanunlara göre suç değil, kabahattır. Bu kabahattı işleyenlere idari para cezası uygulanıyor ve dilencilikten elde edilen paraya el konuluyor.
Ama;
Çocuklara, beden veya ruh bakımından kendisini idare edemeyecek durumda bulunan kimselere dilencilik yaptırmak kanuna göre suç teşkil ediyor.
Dikkat ettiyseniz, ışıklarda, genelde çocuklara dilencilik yaptırılıyor ve TCK 229'a göre suç işleniyor.
Zamanında, çiçeği burnunda, belediye başkan yardımcısının biri, gelen şikayetler üzerine ekip gönderip; dilenen ve dilendirilen çocukları toplatmış.
Daha aradan birkaç dakika geçmeden, küçük çaplı bir kıyamet kopmuş. Büyük kıyametin de eli kulağındaymış.
Bir muhalefet partisinde genel başkan yardımcılığı dahil; iktidar partisinden üst düzey yöneticilik ve milletvekilliği yapmış siyasetçinin biri:
"Her alanda suç oranlarını sıfırladınız da, üç gün sonra şehrinizi terk edecek seçmenlerimin (dilencilerimin) kabahattı mı suç olmaya başladı..." deyip Vali'ye;
Vali:
"Başkan! Dilencileri toplamaktan başka daha önemli bir işiniz yok mu?" deyip belediye başkanına;
Belediye başkanı:
"Ankara'daki büyükler isyan etmiş, vali bey'in bir hakaret etmediği kaldı. Ya, başımı belaya sokasın diye mi getirdim seni...!" deyip belediye başkan yardımcısına postayı koymuş.
Belediye başkan yardımcısı hatasını hemen telafi etmiş. Dilencileri serbest bırakmış ve el konulan paraları iade etmiş.
Sonrasında, belediye başkan yardımcısı, dilencileri almaya gelen dilenciler ağasına yaklaşmış. Ceketinin düğmesini iliklemiş, esas duruşa geçmiş ve kendisini takdim ettikten sonra:
"Efendim, telefonunuzu alabilir miyim?" demiş kibarca.
Dilenciler ağası küstah bir ifadeyle,
"Hayırdır, numaramı ne yapacan?" deyip diklenmiş.
Belediye başkan yardımcısı, gayet kibar bir üslupla:
"Efendim, malumunuz yakında yerel seçimler olacak, ben de aday adaylığı başvurusunda bulunacam. Ankara'yı ayağa kaldıran sizin gibi büyük bir referansa ihtiyacım olacak..."