Yaz aylarında kalp krizine davetiye çıkaran 5 büyük hata
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Özgür Mete, yaz aylarında artan sıcaklıkların kalp damar hastaları için ölümcül sonuçlara yol açabileceğini belirterek, yeterli sıvı tüketimi ve güneşten korunma konusunda uyardı.
Ölüme en sık sebep olan hastalıklar arasında yer alan kalp damar rahatsızlıklarına dair yaz aylarında daha da dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Medicana Bursa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Özgür Mete, sıcak ve nemli havaların bu hastalar için büyük risk taşıdığını belirtti. Dr. Mete, "Yazın artan sıcaklıkla birlikte kalp krizi geçiren hasta sayısı da yükseliyor. Bu durum özellikle yaşlılar ve kronik hastalıkları olan bireylerde daha tehlikeli bir hal alıyor" diyerek uyarılarda bulundu.
Dr. Mete, yüksek sıcaklıkların vücutta bir dizi fizyolojik değişikliğe yol açtığını vurgulayarak, "Havanın ısınması damarları genişletiyor, terleme yoluyla sıvı ve tuz kaybı yaşanıyor. Bu da kalp atışlarının hızlanmasına, kalbin daha çok çalışmasına ve kanın pıhtılaşmaya daha meyilli hale gelmesine neden oluyor. Tüm bu faktörler, risk grubundaki bireylerin kalp krizi geçirme ihtimalini artırıyor" dedi.
Aşırı sıcağın en etkili karşılığının vücudun terleme mekanizması olduğunu belirten Mete, nemli cilt yüzeyinden su buharlaşmasının vücut ısısını düşürdüğünü ancak bu durumun damar içi sıvı miktarını azaltarak dolaşımı etkilediğini aktardı. "Yeterli sıvı alınmadığı takdirde böbrek fonksiyonlarında azalma ve tansiyon dengelerinde bozulmalar görülebilir. Özellikle idrar söktürücü ilaç kullanan, kalp yetersizliği ya da tansiyon hastalığı bulunan bireylerde bu etki daha ciddi sonuçlar doğurabilir" açıklamasında bulundu.
Dr. Mete, sıcak hava nedeniyle vücutta sodyum ve potasyum eksikliğinin oluşabileceğini, bunun da kalpte ritim bozukluklarına, bilinç bulanıklığına ve ani tansiyon düşmelerine yol açabileceğini belirtti. Bu sebeple özellikle risk grubundaki bireylerin yaz aylarında sıvı alımına ekstra özen göstermeleri gerektiğini ifade etti.
Kalp damar hastalarının, yaz aylarında ağır fiziksel aktivitelerden uzak durmaları gerektiğini hatırlatan Dr. Mete, "Mümkünse serin ortamlarda bulunmalı, özellikle öğle saatlerinde güneşe maruz kalmamaya özen göstermeliler. Göğüs ağrısı, nefes darlığı ya da çarpıntı gibi belirtiler yaşanırsa, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı" dedi.
Güneşin etkisinin azaldığı sabah erken saatlerde ya da akşam serinliğinde 30 dakikalık hafif yüzme aktivitelerinin yapılabileceğini belirten Mete, "Ağır ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalı. Az ama sık aralıklarla, sebze ağırlıklı bir beslenme düzeni benimsenmeli. Günlük 2-2,5 litre sıvı tüketimi ihmal edilmemeli. Ayrıca yemek sonrası hemen denize girilmemeli, sabah ya da akşam saatlerinde aç karnına yüzmeye özen gösterilmeli" dedi.
Bakmadan Geçme




