• Haberler
  • Güncel
  • Yalnızca düşünerek telefon kullanmak artık mümkün

Yalnızca düşünerek telefon kullanmak artık mümkün

Felçli ve engelli bireyler için geliştirilen beyin çipi teknolojisi, artık günlük yaşamın bir parçası olmaya hazırlanıyor.

Beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) olarak bilinen beyin çipi teknolojisi, başlangıçta felçli ve nörolojik rahatsızlığı olan kişilere yardımcı olmak için geliştirildi. Ancak artık bu teknoloji yalnızca tıbbi bir araç olmaktan çıkıyor ve günlük hayatta düşünceyle cihaz kontrolünü mümkün hale getiriyor.

ABD’li milyarder Elon Musk’ın sahibi olduğu Neuralink ve Bill Gates ile Jeff Bezos’un desteklediği Synchron şirketleri, insan beyninden cihazlara doğrudan komut iletimi konusunda yarış halinde. Neuralink’in Ocak 2024’te ilk kez bir insana beyin çipi yerleştirmesi ve birkaç ay sonra bu kişinin yalnızca düşünce gücüyle satranç oynamayı başarması, bu alandaki gelişmelerin hızını gözler önüne serdi.

Teknoloji devi Apple da bu yarışta yerini aldı. Şirket, beyin sinyallerini algılayarak cihaz kontrolü sağlayacak yeni bir protokol üzerinde çalışıyor. Bu sayede kullanıcıların, ek bir yazılıma veya karmaşık ayarlara gerek kalmadan yalnızca düşünceleriyle iPhone veya iPad’lerini yönetmesi mümkün olacak.

Neurorights Foundation Tıbbi Direktörü Dr. Sean Pauzauskie, AA’ya yaptığı değerlendirmede, “Apple, Meta ve Snap gibi teknoloji şirketleri, kullanıcıların sinirsel aktiviteleriyle cihazlarını kontrol edebileceği ürünleri piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Bu, geleceğin dijital etkileşim biçimini tamamen değiştirebilir,” dedi.

BCI teknolojisi, sinir hücreleriyle bilgisayar arasında doğrudan bağlantı kuran mikro cihazlar aracılığıyla çalışıyor. Beyindeki elektriksel sinyaller dijital verilere dönüştürülerek bilgisayarlara, telefonlara veya protez sistemlerine aktarılıyor. Bu sayede özellikle engelli bireyler, yalnızca düşünerek yazı yazabiliyor, protez uzuvlarını hareket ettirebiliyor veya cihazlarını kontrol edebiliyor.

Uzmanlara göre bu sistem, tıbbi kullanımın ötesine geçerek günlük yaşamın her alanına yayılacak. Kullanıcılar düşünceyle mesaj yazabilecek, sosyal medyada gezinebilecek, oyun oynayabilecek ya da sanal gerçeklik deneyimlerine eller serbest şekilde katılabilecek. Hatta ruh haline göre film veya müzik önerileri sunan akıllı sistemlerin ortaya çıkması da mümkün görünüyor.

Ancak tüm bu gelişmelerin beraberinde önemli etik tartışmalar geliyor. Zihin verilerinin nasıl saklanacağı, kim tarafından erişileceği ve kötüye kullanılma riskleri, yeni dönemin en kritik meseleleri arasında yer alıyor. “Zihinsel bütünlük, bilişsel özgürlük ve düşünce mahremiyeti artık temel insan hakları kapsamında ele alınmalı,” diyen Pauzauskie, bu alandaki yasal düzenlemelerin önemine dikkat çekiyor.

Apple’ın EEG sensörlü AirPods patenti de bu geleceğe bir adım olarak görülüyor. Pauzauskie, “AirPods gibi cihazlar yalnızca iki ölçüm noktasıyla kişinin ruh halini yüksek doğrulukla tespit edebiliyor. Bu, eller serbest beyin-bilgisayar arayüzlerinin artık bilim kurgu değil, yakın bir gerçeklik olduğunu gösteriyor,” ifadelerini kullandı.

Veri güvenliği konusuna da değinen Pauzauskie, Apple’ın uçtan uca şifreleme ve Secure Enclave güvenlik işlemcisiyle kullanıcı verilerini koruduğunu belirterek, “BCI verilerinde de aynı titizlik uygulanacaktır,” dedi. Ayrıca California eyaletinin nöral verileri yasal olarak “hassas kişisel bilgi” kategorisine dahil etmesinin önemli bir adım olduğunu söyledi.

Uzmanlar, gelecekte beyin çiplerinin yalnızca engellilere değil, herkesin yaşamını kolaylaştıran bir teknolojiye dönüşeceğini öngörüyor. Düşünceyle mesaj göndermekten, duyguya göre müzik dinlemeye kadar pek çok alanda zihin gücüyle çalışan sistemler artık kapıda.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme