Uzmanlardan sulak alanların korunması için çevreci politikalar çağrısı
Uzmanlar, dünyada hızla azalan sulak alanların korunması için çevreci politikalara uyulmasının büyük önem taşıdığını vurguluyor. Sulak alanlarla ilgili farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 2 Şubat, Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kutlanıyor.
Dünya genelinde sulak alanların korunmasını amaçlayan "Ramsar Sözleşmesi", 2 Şubat 1971’de İran’ın Ramsar kentinde imzalanarak 1975’te yürürlüğe girdi. Sözleşmeye taraf olan 172 ülke, sulak alanların korunması ve sürdürülebilir yönetimi konusunda yükümlülük taşıyor.
Dünyada 2 bin 400’den fazla sulak alan "Ramsar Alanı" olarak korunuyor.
Avustralya’daki Cobourg Yarımadası, 1974’te dünyanın ilk korunan sulak alanı ilan edildi.
Türkiye, 1994 yılında Ramsar Sözleşmesi’ne taraf olarak 14 sulak alanı bu statüye dahil etti.
Sulak Alanlar Biyoçeşitliliğin Merkezinde
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Oğuz Diriöz, sulak alanların göl, bataklık, sazlık ve çalılık gibi çeşitli ekosistemleri kapsayan önemli doğal yaşam alanları olduğunu belirtti.
"Sulak alanlar, karasal ve sucul (akuatik) ekosistemler arasında geçiş bölgeleri olarak tanımlanır ve biyoçeşitlilik açısından oldukça zengin alanlardır. BM verilerine göre, dünyadaki kara yüzeyinin yalnızca %6’sı sulak alanlardan oluşsa da, küresel biyoçeşitliliğin %40’ını barındırmaktadır."
Bilinen hayvan türlerinin %10’u sulak alanlarda yaşamaktadır.
Balıkçılık, hayvancılık ve tarımla uğraşan yüz milyonlarca insan, bu alanlara bağımlı bir yaşam sürmektedir.
Sulak Alanlar Alarm Veriyor: Son 300 Yılda %87 Oranında Azalma
Diriöz, son 300 yılda sulak alanların %87 oranında azaldığını belirterek, bunun temel nedenlerini şöyle sıraladı:
Kontrolsüz su tüketimi
Çevre kirliliği ve drenaj çalışmaları
Aşırı tarım faaliyetleri
Plansız inşaat ve turizm projeleri
Sulak Alanları Koruma Çözümleri
Doç. Dr. Diriöz, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, yeşil dönüşüm projeleri ve çevreci politikaların bu alanların korunmasında kritik rol oynadığını belirtti.
"Sıfır Atık gibi projeler ve sürdürülebilir kentleşme politikaları, tarım-su-enerji dengesini gözeten planlamalarla sulak alanların korunması sağlanabilir. Yeşil Sanayi Siteleri ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne uyum, bu sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır."
Uzmanlar, çevresel tasarım ve sürdürülebilir projelerin artırılmasıyla sulak alan kaybının önüne geçilebileceğini vurguluyor.
Bakmadan Geçme





