Türkiye biyometanla enerji güvenliğinde avantaj yakalayabilir
TAYED Başkanı Ali Rıza Öner, biyogaz tesislerinde üretilebilecek biyometanın sanayide doğal gazın yerine kullanılmasının karbon salımını ciddi şekilde azaltabileceğini belirterek, 'Sanayici hem karbon cezasından kurtulur hem de ihracatta rekabet avantajını korur' dedi.
Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Öner, Türkiye’nin biyogaz tesislerinde üretilecek biyometan sayesinde sanayide doğal gaza alternatif yaratabileceğini söyledi. Öner, bu dönüşümün hem karbon salımını azaltacağını hem de sanayicinin Avrupa’nın uygulamaya koyacağı yeni karbon düzenlemelerinden kaynaklanacak ek maliyetlerden korunmasına yardımcı olacağını ifade etti.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Öner, özellikle çimento, cam, seramik, demir-çelik, gıda ve gübre sektörlerinde doğal gazın yerine biyometanın kullanılabileceğini belirterek, bunun karbon ayak izinin düşürülmesinde kritik rol oynayacağını kaydetti.
Öner, 2026 itibarıyla yürürlüğe girecek olan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nın Türk sanayicisini doğrudan etkileyeceğini vurguladı:
“Biyometan sayesinde sanayici hem karbon ayak izini azaltacak hem de karbon vergisi ödemek zorunda kalmayacak. Bu durum yalnızca maliyet avantajı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ihracatta rekabet gücünün korunması anlamına geliyor.”
Avrupa’da biyometan yatırımlarının hızla arttığını hatırlatan Öner, İtalya, Fransa, İspanya ve Almanya gibi ülkelerin milyarlarca avroluk bütçelerle yeni tesisler kurduğunu söyledi. “Bizim ise hali hazırda 200’ün üzerinde biyogaz tesisimiz var. Eğer gerekli yasal düzenlemeler yapılırsa bu tesisler küçük ek yatırımlarla biyometan üretimine kolayca geçebilir. Böylece hem sanayiciye yeni bir enerji kaynağı sağlanır hem de biyogaz tesisleri için alternatif bir finansman modeli oluşur” diye konuştu.
Öner, Avrupa Birliği’nin 2030 yılına kadar yıllık 35 milyar metreküp biyometan üretim hedefi koyduğunu hatırlatarak, biyometanın artık stratejik bir enerji kaynağı olarak görüldüğünü belirtti. Türkiye’nin ise bu alanda önemli avantajlara sahip olduğunu vurguladı:
“Bizim ülkemizde tesisler hazır, teknoloji mevcut. Biyogazı arıtarak yeşil doğal gaz yani biyometan üretmek için yalnızca hızlı ve net bir yasal düzenleme gerekiyor.”
Biyogaz tesislerinin bir kısmının Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) desteğinin sona erdiğine dikkat çeken Öner, bu tesisler için de biyometanın çıkış yolu olabileceğini söyledi. Uygun düzenlemelerle birçok tesisin kısa sürede biyometan üretimine başlayabileceğini belirtti.
Türkiye’nin acilen bir biyometan stratejisi geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Öner, şu çağrıda bulundu:
“Şebekeye biyometan enjeksiyonu ve yeşil gaz sertifikasyonu hızla yürürlüğe girmeli. Belediyeler, özel sektör ve yatırımcılar iş birliği yaparsa bu alan çok kısa sürede büyüyebilir. Türkiye bu treni kaçırırsa hem enerji güvenliği hem de sanayi rekabeti açısından ciddi kayıplar yaşar. Artık kaybedecek zamanımız yok.”
Öner, karbon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren Türk ihracatçılarının, Sınırda Karbon Düzenlemesi nedeniyle milyarlarca dolarlık ek maliyetlerle karşı karşıya kalabileceğini belirterek, biyometanın iklim dostu ve döngüsel ekonomiyle uyumlu bir çözüm sunduğunu kaydetti. “Atıkları enerjiye dönüştüren biyometan, karbon nötr bir yakıttır. Eğer firmalar düşük karbonlu çözümlere yönelmezse rekabet güçlerini hızla kaybedebilirler” diye konuştu.
Bakmadan Geçme





