Sosyal medyada beğeni uğruna görünürlük savaşı
Uzman Psikolog Arzu Hamurcu, toplumda yaygın olarak yeme bozukluğu olarak bilinen anoreksiya nervoza rahatsızlığının yalnızca bedensel değil, çok daha derin bir ruhsal arka plana sahip olduğuna dikkat çekti.
Uzman Psikolog Arzu Hamurcu, toplumda yaygın olarak yeme bozukluğu olarak bilinen anoreksiya nervoza rahatsızlığının yalnızca bedensel değil, çok daha derin bir ruhsal arka plana sahip olduğuna dikkat çekti. Bu hastalığın sadece bir beslenme sorunu olmadığını belirten Hamurcu, “Anoreksiya nervoza, görünür olma savaşıdır” ifadesini kullandı.
Konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda Hamurcu, dijital dünyadaki yoğun eleştiri kültürünün, özellikle kadınları hedef aldığını ve bu durumun bireylerde yetersizlik hissini körüklediğini dile getirdi. “İnsanlar ekranlarda ve dijital mecralarda eleştiriye maruz kalarak yetersiz kaldığını düşünüyor” diyen Hamurcu, bu ruhsal çöküşün fiziksel belirtilerle dışa vurulduğunu ifade etti.
Hamurcu’ya göre anoreksiya nervoza, sadece kilo vermeye yönelik bir davranış biçimi değil; bireyin içsel çatışmalarının, görünme ve kabul edilme ihtiyacının dışavurumu. “Bu hastalık, bedenlerimizin içe dönük yaşadığı sıkıntının sessiz çığlığıdır. Ancak ne yazık ki bu çığlığı duyan pek az kişi var” dedi.
Toplumun ve özellikle sosyal medyanın bu süreci farkında olmadan tetiklediğine işaret eden Hamurcu, “Bu sessiz çığlık hepimizin sorumluluğundadır. Ruh sağlığı uzmanları olarak ‘bedeninizi sevin’ çağrımız ne yazık ki tek başına yeterli olmuyor. Çünkü bu rahatsızlıktan muzdarip bireyler, tedavi süreçlerinden geçtikten sonra dahi ekran başında ya da sosyal medya platformlarında güzellik algısı üzerinden acımasız bir eleştiriyle karşı karşıya kalıyor” diye konuştu.
Hamurcu, özellikle dijital ortamda yayılan güzellik normlarının ve filtrelerin kadınların kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açtığını ifade etti. “Yapılan güzellik yarışmaları, sosyal medyada kullanılan estetik filtreler ve toplumsal normlar; dijital linç kültürüyle birleşince, birçok kadın kendini değersiz ve yetersiz hissetmeye başlıyor. Bu duygular da zamanla bedenlerini bir ifade aracı haline getirmelerine neden oluyor” dedi.
Bu noktada kadınların sayısız estetik operasyon geçirdiğini, yoğun psikolojik müdahaleler aldığını ve büyük bir baskı altında yaşadıklarını vurgulayan Hamurcu, görünür olma arzusunun, sosyal medya baskısıyla birlikte yıkıcı bir hale dönüştüğünü söyledi. “Kendini ispatlama isteği, zamanla bir zorunluluğa dönüşüyor ve bireyleri hem fiziksel hem de ruhsal anlamda yıpratıyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Bakmadan Geçme





