Sosyal medya kelime türetmede belirleyici güç oldu
Cambridge Sözlüğü'ne 6 binden fazla yeni kelime eklendi. Sosyal medya sayesinde yaygınlaşan 'skibidi', 'delulu', 'broligarcy' ve 'lewk' gibi sözcükler, internet kültürünün dili nasıl dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor.
Sosyal medya, bireysel ve toplumsal deneyimin ayrılmaz bir parçası haline gelirken, yeni kelimelerin türetilip resmiyet kazanmasında da belirleyici bir rol üstleniyor. Dijital ortamlar sayesinde basılı sözlüklerin sınırlamalarını aşan yeni sözcükler, daha geniş ve erişilebilir bir dil belleği oluşmasına katkı sağlıyor.
Ses oyunları ve kelime türetmeleriyle oluşan terimler, çoğunlukla standart anlam taşımamakla birlikte, internet trendlerinin dili nasıl şekillendirdiğini ortaya koyarak tartışmalara yol açıyor. Cambridge Sözlüğü’ne eklenen örneklerden biri olan “delulu”, “delusional” kelimesinden türetilmiş ve hayal dünyasında yaşayan, gerçeklikten kopuk kişileri tanımlıyor. “Bro” ve “oligarcy” kelimelerinin birleşimiyle ortaya çıkan “broligarcy” ise teknoloji sektörüne hâkim, siyasi etkisi olan zengin erkeklerden oluşan küçük grubu tarif ediyor.
“Look” kelimesinden türetilen “lewk” ise alışılmışın dışında, dikkat çekici ve etkileyici tarz, kıyafet veya görünüm için kullanılıyor. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’in parlamentodaki konuşmasında “They are delulu with no solulu” ifadesini kullanması, gençlerin sosyal medya üzerinden benimsediği bu terimlerin siyasiler tarafından da kullanılmaya başlandığını gösteriyor.
Cambridge Sözlüğü Programı Yöneticisi Colin McIntosh, internet kültürünün İngilizceyi değiştirdiğini belirterek, “‘Skibidi’ ve ‘delulu’ gibi kelimelerin sözlüğe girmesine her gün tanık olmuyorsunuz. Sadece kalıcı olacağını düşündüğümüz kelimeleri ekliyoruz. Bu süreci gözlemlemek gerçekten büyüleyici” dedi.
Sosyal medya sayesinde bazı kelimeler, ortaya çıktıkları küçük topluluklardan dünya genelinde yaygın kullanım alanı bulabiliyor. Tarihsel örnek olarak “O.K.” ifadesi gösteriliyor. ABD’de 19. yüzyılın sonlarında Boston Morning Post editörleri tarafından kullanılan “O.K.”, kısa sürede küresel bir terim haline geldi.
Cambridge Sözlüğü Yayın Müdürü Wendalyn Nichols, yeni kelimelerin sözlüğe eklenme sürecini anlattı: “Editörlerimiz, siteye gelen 2,74 milyar arama verisinden yola çıkarak sık aranan ancak sözlükte bulunmayan terimleri tespit ediyor. ‘Skibidi’ ve ‘delulu’ en iyi örnekler.”
Nichols, dijital sözlüklerin dilin değişimini daha kalıcı şekilde kaydettiğini belirtti. Covid-19’un adının sözlüğe eklenmesinin 37 gün sürdüğünü hatırlatarak, bazı terimlerin yıllar, bazılarının ise günler içinde kabul görebileceğini söyledi. “Bir kelimenin güncel olup olmadığını, sadece belli bir kesimde kalıp kalmadığını izliyoruz. ‘Delulu’ örneğinde olduğu gibi, K-pop hayranları tarafından ortaya atılan terimler sosyal medya aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaştı” dedi.
Edinburgh Üniversitesi Dil Bilim ve İngiliz Dili Bölümü Öğretim Görevlisi Christian Ilbury, dijital çağın yeni kelimelerin türetilmesinde etkisini değerlendirdi: “Bu kelimeler etimolojik derinlikten yoksun olabilir ama dilin yapısal bütünlüğüne tehdit oluşturmaz. Sürekli yeni kelimeler üretmek, dilin doğal bir örüntüsüdür.”
Ilbury, sosyal medyanın kelimelerin dolaşımını ve görünürlüğünü artırdığını vurguladı. “Delulu” terimi 10 yıldır var olmasına rağmen sosyal medya sayesinde daha geniş kabul gördü. İlbury’ye göre, anlamı belirsiz olan bazı kelimeler bile, kullanıcılarına ifade özgürlüğü ve iletişim kolaylığı sağladığı sürece yararlıdır.
Sonuç olarak, sosyal medya platformları yeni kelimelerin ortaya çıkışı ve benimsenmesinde kritik bir rol üstleniyor. Dijital sözlükler, sadece kalıcı kelimeleri değil, aynı zamanda internet kültürünün dil üzerindeki etkilerini de kayıt altına alarak İngilizceyi ve diğer dilleri dönüştürmeye devam ediyor.
Bakmadan Geçme





