Sedef romatizmasında erken tanı hayat kurtarıyor
Sedef hastalarının yaklaşık dörtte birinde görülebilen sedef romatizması, eklem ağrısı, şişlik ve tırnak deformiteleri gibi belirtilerle kendini gösteriyor.
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Romatoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Kevser Orhan, sedef hastalarının yaklaşık dörtte birinde sedef romatizmasının gelişebildiğini belirterek, erken tanı ve tedavinin eklem hasarını önlemede kritik rol oynadığını vurguladı. Doç. Dr. Orhan, sedefin toplumda en sık görülen cilt hastalıklarından biri olduğunu ve çoğunlukla cilt bulgularıyla başladığını ifade etti. Ortalama 7-8 yıl sonra eklem bulgularının ortaya çıkabildiğini söyleyen Orhan, bu romatizmanın el ve ayak eklemleri başta olmak üzere omurga, diz ve kalça eklemlerini etkileyebildiğini aktardı.
Orhan, sedef romatizmasının birçok eklemi tutabildiğini ve etkilenmiş eklemlerde hastaların ağrı, şişlik ve tutukluk hissi yaşayabildiğini belirtti. En sık etkilenen eklemlerin el ve ayak eklemleri olduğunu, omurgayı da tutabileceğini ifade eden Orhan, hastaların özellikle sabahları bel ve kalça ağrısı ile uyandığını ve uzun süre hareketsiz kaldıklarında ağrının arttığını dile getirdi. Fiziksel aktivite ile belirtilerin genellikle azaldığını aktardı.
Sedef romatizmasının diğer belirtileri arasında tırnaklarda çukurlaşma ve kalınlaşmalar, bazı hastalarda ise göz iltihabı görülebildiğini kaydeden Orhan, erken tanı ve tedavinin eklem hasarını ve şekil bozukluklarını önlemede büyük önem taşıdığını söyledi. “Diğer branşlarla işbirliğimiz ve hastanın öyküsü bizim için yol gösterici oluyor. Sedef hastalığı geçirmiş olmak veya ailede sedef öyküsü bulunması da tanıyı destekliyor.” ifadelerini kullandı.
Hastalığın tanısının gecikebildiğine dikkat çeken Orhan, sedef romatizmasını diğer romatizmalardan ayıran özel bir laboratuvar testinin bulunmadığını belirtti. Muayene ve görüntüleme yöntemleri, özellikle MR ve ultrasonun tanıda yol gösterici olduğunu söyledi. Hastalığın nedeninin kesin olarak bilinmediğini ancak genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu aktaran Orhan, tedavide hastanın eğitiminin kritik bir basamak olduğunu vurguladı.
Orhan, sedef romatizmasının kardiyovasküler hastalık riskini artırdığını belirterek, hastaların sigarayı bırakması, düzenli egzersiz yapması ve kilo kontrolüne dikkat etmesi gerektiğini söyledi. “Hastalık her yaşta görülebiliyor. Uzun süredir geçmeyen bel ağrılarınız varsa, istirahatle artıyorsa, topuk ağrısı veya göz iltihabı şikâyetleriniz varsa ve yakın akrabalarınızda sedef öyküsü varsa erken tanı çok önemlidir.” dedi.
Sedef hastalığıyla mücadele eden hastaların deneyimlerine de yer verildi. 20 yıl önce sedef teşhisi konulan hemşire Göknur Çetiner, dizinde şişlik ve sıvı birikimi fark ettikten sonra ortopedi ve romatoloji branşlarına yönlendirildiğini belirtti. Tedavi ve takviyelerle sürecin kontrol altına alındığını ve sosyal yaşamının olumsuz etkilenmediğini aktardı. Çetiner, “Yaşam biçimini değiştirmek tedaviyi destekliyor, stres çok önemli; ne kadar az stres o kadar sağlık.” diye konuştu.
2017’den bu yana sedef romatizmasıyla mücadele eden Mustafa Maraş ise, “Önce cildimde döküntü başladı, ardından eklem ağrılarım oldu. Yataktan kalkamayacak hale geliyordum. Tedaviyle çok rahatladım, artık mutluyum.” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Kevser Orhan’ın değerlendirmeleri, sedef romatizmasının erken tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabileceğini ve eklem hasarının önlenebileceğini bir kez daha ortaya koydu.
Bakmadan Geçme





