Mersin 52 Kat Neden Kapatıldı?

Mersin’in Gökyüzündeki Hayaleti: 52 Katlı Metropol’ün Hikayesi

Mersin’in siluetine damga vuran 52 katlı gökdelen, nam-ı diğer Metropol veya Mertim, bir zamanlar Türkiye’nin en yüksek binası olarak gurur kaynağıydı. Ancak bugün, bu devasa yapının büyük ölçüde boş durması, çevresindeki çarşının atıl hali ve halk arasında “hayalet bina” olarak anılması, Mersinlilerin yüreğinde bir sızı bırakıyor. Peki, bu ikonik yapı neden böyle bir kaderle karşılaştı? İşte, Metropol’ün hikayesine dair merak edilenler...

Mersin 52 Kat Neden Kapatıldı?

Metropol’ün “kapatıldığı”na dair yaygın bir algı olsa da, bina tamamen kapalı değil. Ancak, 52 katlı gökdelenin büyük bir kısmı uzun yıllardır atıl durumda. 1980’lerde Mersin’in serbest bölge ilan edilmesiyle, şehri bir ticaret merkezi haline getirme vizyonuyla inşa edilen bina, büyük umutlarla açıldı. Ancak, 1990’lardaki ekonomik çalkantılar, Körfez Krizi ve şehir planlamasındaki eksiklikler, bu vizyonun gerçekleşmesini engelledi. Binanın ofis katlarının çoğu boş kaldı, çarşı kısmı ise beklenen ticari canlılığı yakalayamadı. Mersin Üniversitesi’nin 1990’larda bazı birimlerini buraya taşıması kısa süreli bir hareketlilik sağlasa da, bu çaba kalıcı bir çözüm olmadı. Yerel yönetimlerin ve mülk sahiplerinin ilgisizliği, binanın giderek “hayalet” bir imaja bürünmesine neden oldu.

Mersin 52 Kat Kullanılıyor mu?

Metropol şu anda kısmen kullanılıyor. Binanın 16 katı, bir dönem Ramada, ardından Radisson Blu olarak hizmet veren bir otel tarafından işletiliyor. Otel, 246 odasıyla hâlâ faaliyet gösteriyor ve özellikle üst katlardaki manzarasıyla dikkat çekiyor. Ancak, geri kalan ofis katlarının büyük bir kısmı boş. Çarşı kısmında ise 1.100 dükkândan sadece küçük bir bölümü aktif; yaklaşık 400 dükkân atıl durumda. Çevrede kurulan seyyar tezgâhlar ve semt pazarları, çarşının cazibesini daha da azalttı. Mersinliler, binanın potansiyelinin değerlendirilememesinden şikayetçi.

Metropol Mersin Neden Kapandı?

Metropol’ün “kapandığı” söylentisi, aslında binanın tam kapasiteyle kullanılmamasından kaynaklanıyor. Binanın çarşı kısmı, 1993’teki açılışından sonra beklenen ticari hareketliliği göremedi. Yanlış lokasyon seçimi (deniz kenarı yerine şehir merkezinde olması), altyapı eksiklikleri ve ekonomik dalgalanmalar, çarşının cazibe merkezi olmasını engelledi. Otel kısmı zaman zaman farklı zincirler tarafından işletilse de, ofis katlarının boş kalması ve çarşının hayalet bir koridora dönüşmesi, “kapanma” algısını güçlendirdi. Bazı Mersinliler, binanın mafya bağlantıları veya kötü yönetim nedeniyle bu hale geldiğini iddia etse de, bu söylentiler somut kanıtlarla desteklenmiyor.

52 Katlı Bina Kimin?

Metropol’ün mülkiyeti, karmaşık bir yapıya sahip. Bina, 1980’lerde Üstay İnşaat tarafından inşa edildi ve farklı dönemlerde çeşitli yatırımcılar, şirketler ve kamu kurumları tarafından kullanıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne ait 7 kat ve 56 iş yeri, Akdeniz Belediyesi’ne ait 1 kat ve 8 iş yeri dolu olsa da, geri kalan alanların mülkiyeti çok sayıda bireysel yatırımcıya dağılmış durumda. Bu parçalı mülkiyet yapısı, binanın yeniden canlandırılmasını zorlaştırıyor. Yerel bir iş insanı olan Ali Üstay’ın projeyi hayata geçiren ana figürlerden biri olduğu biliniyor, ancak Üstay’ın “Mersin yıkılsa bir daha yatırım yapmam” dediği rivayetleri, projenin hayal kırıklıklarını yansıtıyor.

52 Katı’nı Kim Yaptı?

Metropol, Türkiye’nin önde gelen mimarlarından Cengiz Bektaş tarafından tasarlandı. Statik tasarımı ise Balkar Mühendislik’in kurucusu İrfan Balioğlu tarafından gerçekleştirildi. 1983’te yapımına başlanan bina, 1987’de tamamlandı ve 1993’te tam anlamıyla hizmete açıldı. Üstay İnşaat tarafından inşa edilen yapı, o dönemde Japonya’dan ilham alınan deprem dayanımı teknolojileriyle dikkat çekti. 175 metre yüksekliği ve 52 katıyla, 1987’den 2000’e kadar Türkiye’nin en yüksek binası unvanını taşıdı. Ancak, Bektaş’ın bu projesinin, onun diğer eserlerine kıyasla en az beğenilen çalışması olduğu da sıkça dile getiriliyor.