Kurban eti nasıl saklanmalı, nasıl pişirilmeli?
Kurban Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte kırmızı et tüketimiyle ilgili sağlık uyarıları yeniden gündeme geldi.
Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte kırmızı et tüketimiyle ilgili sağlık uyarıları yeniden gündeme geldi. Ankara Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nevin Şanlıer, Kurban Bayramı’nın paylaşma ve dayanışmanın yanı sıra sofralarda etin başrolde olduğu özel bir dönem olduğuna işaret ederek bu süreçte et tüketiminin ciddi biçimde arttığını söyledi.
Prof. Dr. Şanlıer, kırmızı etin yüksek kaliteli protein, demir, çinko, fosfor, B12 ve A vitamini açısından zengin olduğunu belirterek, buna rağmen tüketim sürecinde yapılabilecek hataların sindirim problemlerine ve kronik hastalıkların alevlenmesine yol açabileceğini ifade etti.
Özellikle yeni kesilen etin dinlendirilmeden tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Şanlıer, “Etin kesim sonrası en az 24 saat dinlendirilmesi gerekir. Ölüm katılığı evresinde tüketilen et, hem pişirme hem de sindirim açısından sorun oluşturur” dedi.
Kurban Bayramı'nda veteriner kontrolünün hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Şanlıer, “Hayvanlar kesilmeden önce sağlık ve besi durumları mutlaka veterinerler tarafından kontrol edilmelidir. Doğal yemle beslenmiş hayvanların et kalitesi, yağ asidi dengesi ve omega-3 oranı daha yüksektir” şeklinde konuştu.
Şanlıer, kesim alanlarının ve kullanılan aletlerin hijyenik olması gerektiğini belirtti. Paslanmaz çelikten yapılmış kesici aletlerin sık sık dezenfekte edilmesinin ve kesim alanlarının yeterli havalandırmaya sahip olmasının önemini vurguladı. “Kurban Bayramı döneminde hayvan kaynaklı hastalıkların yayılma riski artar. Bu nedenle hijyen kurallarına sıkı şekilde uyulmalıdır,” uyarısında bulundu.
Bayram sabahı güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamanın sindirim sistemi için oldukça faydalı olacağını belirten Şanlıer, aç karnına kırmızı et tüketmenin mide yanması, reflü ve gastrit gibi sorunlara neden olabileceğini söyledi. “Az yağlı peynir, haşlanmış yumurta, tam tahıllı ekmek ve mevsim yeşilliklerinden oluşan dengeli bir kahvaltı yapılmalı. Kahvaltı sonrası kısa bir yürüyüş hem sindirime yardımcı olur hem de kan şekeri kontrolünü destekler,” dedi.
Etin pişirilmesinde tercih edilmesi gereken yöntemler konusunda da açıklama yapan Şanlıer, “Kızartma ve kavurma yerine haşlama, fırınlama ya da ızgara tercih edilmeli. Et ile ateş arasında en az 15-20 cm mesafe olmalı. Aksi halde etin yüzeyi yanarken içi pişmez ve besin değerleri kaybolur. Bu durum, kansorejen maddelerin oluşmasına da neden olabilir,” ifadelerini kullandı.
Ayrıca yağlı etlerin kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununu tetikleyebileceğini hatırlatan Şanlıer, şu tavsiyelerde bulundu: “Et kendi yağıyla kısık ateşte pişirilmeli, dışarıdan ek yağ eklenmemeli. Kuyruk yağı ve iç yağı gibi doymuş yağlar kalp sağlığı açısından risklidir. Yanında ceviz, fındık gibi sağlıklı yağ kaynakları tüketmek, doymuş yağ alımını dengelemek açısından yararlıdır.”
Son olarak aşırı et tüketiminin zararlarına dikkat çeken Şanlıer, günlük et tüketiminin ortalama 120 gramı geçmemesi gerektiğini belirtti. “Etin her iki öğünde birden tüketilmesi yerine bir öğün et, diğer öğün sebze ya da tahıl tercih edilmeli. Özellikle böbrek ve gut hastaları için yüksek protein alımı risk oluşturur,” şeklinde konuştu.
Bakmadan Geçme





