Kars'ın Tarihi İncileri: Beylerbeyi ve Selçuklu Sarayları
Zengin tarihi ve kültürel mirası ile dikkat çeken Kars'ın bu mirasını yansıtan önemli yapılarının arasında bulunan Beylerbeyi Sarayı ve Selçuklu Sarayı, tarih boyunca farklı amaçlarla kullanıldı.
Kars’ın Tarihî Mirası: Beylerbeyi Sarayı ve Selçuklu Sarayı’nın Mimarî İhtişamı
Kars, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, stratejik konumu ve kültürel çeşitliliğiyle ön plana çıkan bir Anadolu şehridir. Bu köklü geçmişin izlerini taşıyan iki önemli yapı; Beylerbeyi Sarayı ve Selçuklu Sarayı, hem mimarî zarafeti hem de tarihî anlamlarıyla Kars’ın kültürel zenginliğini yansıtan eserler arasında yer almaktadır.
Tarihçilerin Karakösehaber internet sitemize yaptığı açıklamalara göre, bu iki saray yapısı, Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinin mimarî anlayışını, inşa tekniklerini ve stratejik düşüncelerini günümüze taşıyan somut kültürel miras örnekleridir.
Beylerbeyi Sarayı: Osmanlı Mirasının Kars’taki Sembolü
Tarihi ve Mimari Konumlanması
1579 yılında Osmanlı Sadrazamı Lala Mustafa Paşa tarafından inşa ettirilen Beylerbeyi Sarayı, Kars Kalesi’nin eteğinde konumlanmış ve dönemin taş işçiliğini yansıtan muazzam bir mimarî anlayışla tasarlanmıştır. Sarayın dikkat çeken başlıca özellikleri şunlardır:
Tamamı düzgün kesme bazalt taşından inşa edilmiştir.
İki katlı olarak tasarlanmış; zemin ile birinci kat arasında ahşap tavan yer almakta iken, günümüzde bu bölüm yıkılmış durumdadır.
Batı yönünde yer alan ana giriş kapısı, sarayın en sağlam kalan yapılarından biridir.
Bu mimarî detaylar, sarayın Osmanlı klasik mimarî üslubuna uygun olarak inşa edildiğini ortaya koymakta ve yapının zarafetle güçlülüğü birleştiren karakterini yansıtmaktadır.
Fonksiyonel Geçmişi
Beylerbeyi Sarayı, yalnızca estetik açıdan değil, işlevsel geçmişiyle de Kars’ın idarî tarihine damgasını vurmuştur:
1579 - 1878 yılları arasında Sancak Konağı olarak kullanılmıştır.
1878 - 1918 döneminde ise Hükümet Konağı işlevi görmüştür.
1918 sonrasında terk edilmiş ve zamanla harabeye dönüşmüştür.
Tarihsel işlevselliği, bu yapıyı bir yönetim merkezi olarak tanımlar ve Osmanlı taşra teşkilatının fiziksel izdüşümünü yansıtır.
Selçuklu Sarayı: Ani’nin Kayalıklarında Yükselen Tarih
Mimarî Konumu ve Yapım Dönemi
Ani Harabeleri’nin kuzeybatı istikametinde, sarp bir kayalık üzerine inşa edilen Selçuklu Sarayı, konumuyla hem stratejik savunmayı hem de sembolik üstünlüğü yansıtan bir mimarî tercih sunmaktadır.
Tarihçiler, bu sarayın muhtemelen:
- 1064 yılında Ani'nin Selçuklu hâkimiyetine geçmesi sonrası,
- Ebul Menucehr Bey’in başlattığı imar faaliyetleri çerçevesinde inşa edildiğini belirtmektedir.
Bu yapı, Selçuklu askeri ve yönetimsel mimarîsinin zirve örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Mimari Özellikleri ve Bugünkü Durumu
Orijinalde iki katlı olarak inşa edilen bu sarayın:
Birinci katı ahşap olduğundan yıkılmıştır.
Bodrum ve zemin katı günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Yapının dikkat çeken noktaları:
Dönemin taş işçiliği ve inşa tekniklerinin üst düzeyde kullanılması
Dik kayalıklar üzerindeki konumu sayesinde, hem askeri savunma avantajı sağlaması hem de ani saldırılara karşı direnci
Mimarî sağlamlıkla estetik zarafetin bir arada sunulması
Tüm bu yönleriyle Selçuklu Sarayı, sadece bir idare merkezi değil, aynı zamanda egemenliğin mimari ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tarihsel Rol ve Kültürel Anlam
Beylerbeyi ve Selçuklu Sarayları, Kars’ın tarih boyunca oynadığı kritik rolün iki ayrı dönemine ayna tutmaktadır:
Selçuklu Sarayı, Anadolu’daki ilk Türk yerleşimlerinden biri olan Ani’deki egemenliğin sembolü olarak inşa edilmiş ve Selçuklu sultanlığının doğu sınırlarını temsil etmiştir.
Beylerbeyi Sarayı ise Osmanlı’nın Kafkaslar üzerindeki yönetim stratejisini somutlaştıran bir yapı olarak görev yapmıştır.
Bu yapılar, yalnızca geçmişin mimarî ürünleri değil, aynı zamanda bölgesel kimliğin oluşum sürecinde aktif rol oynamış siyasi ve toplumsal yapılardır.
Koruma ve Restorasyon Çalışmaları
Her iki yapının da günümüze ulaşan bölümleri, ne yazık ki zamanın etkisiyle büyük ölçüde tahrip olmuştur. Ancak yerel yönetimler, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşları tarafından:
Koruma altına alma projeleri
Arkeolojik araştırma kazıları
Belgeleme ve dijital modelleme çalışmaları
Turizme açılma yönünde altyapı düzenlemeleri
devam etmektedir. Bu çabalar, hem Kars’ın turizm potansiyelini canlandırma hem de kültürel mirası gelecek nesillere aktarma misyonu taşımaktadır.
Ziyaret İçin Nedenler
1 - Osmanlı ve Selçuklu mimarîsini aynı şehirde bir arada görmek
2 - Ani Harabeleri’ndeki sarayın panoramik manzarasında tarihî dokuyu hissetmek
3 - Kars Kalesi'nin eteğindeki Beylerbeyi Sarayı'nın siyasi geçmişini keşfetmek
4 - Tarihin izinde kültürel farkındalık kazanmak
5 - Yerinde gözlemle tarihî mimarî çözümlemeler yapmak
Kars’ın Kültürel Hafızasında Beylerbeyi ve Selçuklu Sarayları
Bu iki saray, Kars’ın kimliğinde yalnızca mimari değil, aynı zamanda politik, stratejik ve kültürel derinliğe sahip anıt eserlerdir. Ziyaretçilerine:
Osmanlı'nın taşra yönetim düzenini
Selçuklu’nun Anadolu’daki ilk inşa ve yerleşim politikalarını
Anadolu-Türk mimarisinin zamana meydan okuyan estetiğini
gözlemleme fırsatı sunmaktadır.
Geçmişten Günümüze Uzanan Mimari Tanıklık
Beylerbeyi Sarayı ve Selçuklu Sarayı, Kars’ın kültürel belleğinde sessiz tanıklar olarak varlıklarını sürdürmektedir. Hem Osmanlı’nın kurumsal gücünü, hem de Selçuklu’nun mühendislik yetkinliğini temsil eden bu yapılar, Kars’ın çok katmanlı tarihine ışık tutmaya devam etmektedir.
Bu eşsiz yapılar, turizm, kültürel eğitim ve tarihi bilinç oluşturma açısından gelecekte de değerlendirilmeye açık birer kültürel hazine niteliğindedir.
Bakmadan Geçme





