İshak Paşa Sarayı'ndaki süt çeşmesi tarihe tanıklık ediyor
İshak Paşa Sarayı'ndaki 'Süt Çeşmesi' tarih boyunca zamana meydan okuyor.
Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde yer alan ve Osmanlı döneminin en görkemli yapılarından biri olan İshak Paşa Sarayı, ihtişamlı mimarisiyle olduğu kadar barındırdığı ince detaylarla da dikkat çekiyor. Sarayın avlusunda yer alan ve halk arasında “Süt Çeşmesi” olarak bilinen tarihi çeşme, bugün de ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
Tarihi ve Mimarisiyle Dikkat Çekiyor
Osmanlı taş işçiliğinin en zarif örneklerinden biri olan çeşme, halk arasında yıllardır anlatılan rivayetlerle anılıyor. Rivayete göre, çeşmenin bir musluğundan su, diğer musluğundan süt akardı. Bu nedenle bölge halkı tarafından “süt çeşmesi” olarak adlandırıldı.
Osmanlı dönemi cephe çeşmeleri grubunda yer alan yapı, saraya suyu uzak kaynaklardan toprak künklerle taşıyan bir sistemle besleniyor. Zaman içinde bazı bölümleri zarar görse de, çeşme mimari bütünlüğünü büyük ölçüde koruyarak günümüze ulaşmayı başardı.
Çeşmenin niş kısmı iç içe kademeli kemerlerle çevrelenmiş olup, üzerindeki taş oymalar dönemin süsleme anlayışını yansıtıyor. Kemerlerinde stilize kıvrık dal, yaprak ve bitki motifleri, Osmanlı’nın doğayı estetik bir unsur olarak işleme geleneğini gösteriyor. Yüzey süslemelerinde ise Barok üslup etkileri göze çarpıyor.
Zarafetin ve İşlevselliğin Buluştuğu Nokta
Çeşmenin ön kısmında su içmek veya dinlenmek için tasarlanmış iki sekili taş bulunuyor. Ön yüzeydeki yalak kısmı, zamanında hem estetik hem de işlevsel bir kullanım sunuyordu. Muslukların yer aldığı aynalık taşı, üst kısmında zarif kabartmalarla süslenmiş bir kompozisyona sahip.
Ziyaretçilerden İlgi Görüyor
Sarayın tarihine tanıklık eden bu çeşme, yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri haline gelmiş durumda. Sarayı gezen vatandaşlardan Emine Kayı, çeşmenin tarihine hayran kaldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İshak Paşa Sarayı zaten başlı başına büyüleyici bir yer ama bu çeşmeyi görünce insan geçmişin detayına tanıklık ediyor. Taş işçiliği o kadar ince ki, yüzyıllar öncesinden gelen bir sanatın bugüne ulaştığını görmek çok etkileyici.”
Bakmadan Geçme





