İnsansı robotlar üretimde devrimi başlatıyor
2034'e kadar 7,75 milyar dolarlık hacme ulaşması beklenen insansı robot pazarı, üretim ve lojistik sektörlerinde oyunun kurallarını değiştirmeye hazırlanıyor.
Dünya genelinde yapay zeka destekli teknolojilerin hızla yayılması, iş süreçlerinin yeniden şekillenmesine neden oluyor. Özellikle üretim alanında insan gücüne alternatif olarak geliştirilen insansı robotlar, önümüzdeki yıllarda çok daha fazla gündeme gelecek gibi görünüyor. “Humanoid” olarak adlandırılan bu robotlar, yüksek iş gücü verimliliği ve enerjiyle çalışma kapasiteleri sayesinde sektörlerin yapısını kökten değiştirebilir.
Kanada ve Hindistan merkezli pazar araştırma şirketi Precedence Research tarafından yayımlanan rapora göre, 2024’te 1,57 milyar dolar olan insansı robot pazarı, önümüzdeki 10 yılda yaklaşık 5 kat büyüyerek 2034’te 7,75 milyar dolara ulaşacak. Bu büyüme, özellikle üretim ve lojistik sektörlerinde ciddi maliyet avantajları ve verimlilik artışı sağlayacak.
Türkiye Satın Alma Profesyonelleri ve Yöneticileri Derneği (TÜSAYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Meriç Atalay da bu hızlı gelişimi yakından izleyen isimlerden. Atalay’a göre şirketler insansı robotlara ciddi bütçeler ayırıyor çünkü bu teknolojilerle sağlanan üretim süreçleri, insan gücüne kıyasla çok daha verimli ve sürdürülebilir.
“Mesai saati olmayan, hastalanmayan ve sadece enerjiye ihtiyaç duyan robotların kullanıldığı üretim sistemleri, insan emeğiyle yapılan üretimi birçok açıdan geride bırakacak,” diyen Atalay, bu teknolojik dönüşümün etik ve toplumsal boyutlarda da tartışmalar yaratacağını belirtiyor.
Ayrıca yapay zekâ destekli dijital çözümlerin özellikle satın alma süreçlerinde ciddi bir dönüşüm başlattığına dikkat çeken Atalay, “Sipariş planlaması, teklif toplama, analiz gibi tekrarlı işler artık ‘dijital yakalı’ çalışanlar dediğimiz sistemlerce yürütülecek. Bu durum, çalışan profili ve iş yapış biçimlerini temelden etkileyecek” ifadelerini kullandı.
Buna rağmen, kritik karar alma süreçlerinde yapay zekânın etkili bir şekilde kullanılmasının biraz daha zaman alacağını, ancak üretken yapay zekânın daha genel kategorilerdeki satın almalarda 10 yıl içinde ciddi rol oynayacağını vurguluyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında Atalay, Türkiye’nin bu dönüşüme yalnızca seyirci kalmaması gerektiğini düşünüyor. “Teknolojiyi etkin kullanmak, veri analitiğini karar süreçlerine entegre etmek ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemek fark yaratacak. Şirketlerin satış fiyatlarıyla değil, tedarik zinciri verimliliğiyle marjlarını koruması gerektiğinin farkında olanlar, bu dönüşüme öncülük edecek,” diyerek şirketleri değişime liderlik etmeye çağırıyor.
Bakmadan Geçme





