İmamoğlu'nun diploma davasında yeni gelişme

Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme, İdare Mahkemesi kararının beklenmesine hükmederek duruşmayı 16 Şubat'a erteledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden tutukluluk sonrası uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan 8 yıl 9 aya kadar hapis istemiyle yargılandığı davada yeniden hâkim karşısına çıktı. Duruşma, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’de, Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki salonda gerçekleştirildi.

Duruşmaya, başka bir suçtan tutuklu bulunan İmamoğlu ile avukatları katıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkan Vekili Nuri Aslan, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda izleyici de salonda hazır bulundu.

Mahkeme hakimi, ara kararında, İdare Mahkemesinin vereceği kararın bekletici sebep sayılmasına hükmederek duruşmayı 16 Şubat tarihine erteledi. Kararın açıklanmasının ardından salondaki izleyiciler masalara vurarak tepki gösterdi.

Karar sonrasında fenalaşan İmamoğlu’nun annesi Havva İmamoğlu, yakınlarının yardımıyla duruşma salonundan çıkarıldı.

İddianamenin detayları

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024 tarihinde Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla CİMER’e yapılan başvurunun ardından savcılığın 1 Ekim 2024’te aynı iddiaya ilişkin bir şikayet dilekçesi aldığı ve bu doğrultuda soruşturma başlattığı belirtiliyor.

İddianameye göre İmamoğlu’nun, KKTC’de öğrenim gördüğü “University College of Northern Cyprus (UCNC)” adlı kurumun, 1990 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınan yükseköğretim kurumları arasında yer almadığı ifade ediliyor. YÖK’ün 1988, 1991 ve 1992 tarihli yazılarında KKTC’de faaliyet gösteren kurumlar arasında yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesinin tanındığına dikkat çekiliyor.

Dosyada, yatay geçiş süreçlerinde hem kontenjan artışlarının hem de öğrenci listelerinin “usulsüz şekilde değiştirildiği” ifade ediliyor. Örneğin, 3 kişilik kontenjanı bulunan bir bölüme 54 öğrencinin kabul edildiği belirtiliyor.

İddianamede, yatay geçişin yapılacağı kurumların eşdeğer eğitim programları uygulama şartına uyulmadığı, YÖK’ün bağlayıcı kararlarının görmezden gelindiği, ayrıca öğrencilerin transkriptlerinde başarısız dersler ve eksik krediler bulunmasına karşın yatay geçişlerinin kabul edildiği aktarılıyor. Yurt dışından gelen öğrenciler için zorunlu olan dil yeterlilik sınavlarının yapılmadığı bilgisi de iddianamede yer alıyor.

İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesine yatay geçişi sırasında, gerçekte UCNC öğrencisi olmasına rağmen kendisinin üniversite kayıt sistemine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak işlendiği belirtiliyor. İddianamede bu durumun “gerçeğe aykırı resmi belge düzenlenmesi” anlamına geldiği ifade ediliyor.

Savcılık, “belgenin sahte biçimde doğduğu” gerekçesiyle söz konusu kaydın hukuken geçersiz olduğunu iddia ederken, bu belgelerin İmamoğlu tarafından yüksek lisans başvurusu, askerlik işlemleri ve Yüksek Seçim Kurulu nezdinde kullanıldığı öne sürülüyor. Bu nedenle İmamoğlu’nun “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediği savunuluyor.

İddianamede ayrıca, İmamoğlu’nun hayat hikayesinde Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim gördüğüne dair herhangi bir bulgu bulunmadığı, buna rağmen çeşitli internet siteleri, kitaplar ve basın organlarında bu yönde bilgilere yer verildiği belirtiliyor. Savcılık, bu durumun temel nedeninin “yanlış kaydın oluşturduğu izlenim” olduğunu ileri sürüyor.

İddianamede İmamoğlu’nun cezası dışında, TCK 53. madde uyarınca belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması ve sahte olduğu iddia edilen evrakın TCK 54. madde kapsamında müsadere edilmesi de talep ediliyor.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme