- Haberler
- Iğdır Keşfet
- Iğdır'ın Depreme En Dayanıklı Bölgeleri Hangisi?
Iğdır'ın Depreme En Dayanıklı Bölgeleri Hangisi?
Iğdır, Türkiye'nin doğu sınırında yer alan ve jeolojik olarak genç bir çöküntü havzası üzerinde bulunan bir şehir olarak dikkat çeker.
Iğdır’ın Jeolojik Konumu ve Deprem Gerçeği
Iğdır, Türkiye’nin doğu sınırında yer alan ve jeolojik olarak genç bir çöküntü havzası üzerinde bulunan bir şehir olarak dikkat çeker. Şehrin coğrafi konumu, Aras Nehri Havzası ve çevresindeki fay hatlarının etkisi altındadır. Doğu Anadolu Fay Zonu’na doğrudan bağlı olmasa da, bölgedeki mikro faylar ve sismik hareketlilik, Iğdır’ın tamamen risksiz bir şehir olmadığını gösterir.
Yapılan deprem tehlike analizleri, Iğdır’ın merkezinde ve ova bölgelerinde zemin yapısının büyük oranda alüvyon tabakalardan oluştuğunu ortaya koymaktadır. Bu zemin türü, sarsıntı anında dalga büyütme etkisine neden olabilir. Buna karşın şehrin kuzey ve güneyinde yer alan yüksek kesimler, daha sert kaya yapısına sahip olduğu için depremlere karşı görece daha dayanıklıdır.
Zemin Yapısına Göre Dayanıklılık Düzeyi
Depreme dayanıklılık konusunda en belirleyici unsur, zemin yapısıdır. Iğdır Ovası’nın büyük bir kısmı, Aras Nehri’nin taşıdığı alüvyon dolgu topraklardan meydana gelmiştir. Bu durum, şehir merkezinin bazı noktalarında sarsıntıların daha şiddetli hissedilmesine neden olur. Buna karşın Iğdır’ın kuzey ve güneydoğusunda yer alan dağlık alanlarda, zemin daha sağlam ve kayalık bir yapıya sahiptir.
Jeofizik araştırmalara göre, kaya zeminlerin bulunduğu bölgelerde deprem dalgalarının enerjisi yüzeye daha az yansır. Bu da binaların daha az etkilenmesini sağlar. Iğdır’ın kuzeyindeki yüksek kesimler, jeolojik olarak bu açıdan avantajlıdır. Özellikle şehir merkezine kıyasla çevredeki köy ve yerleşim alanları, zemin özellikleri sayesinde depreme karşı daha dirençli olarak görülmektedir.
Iğdır’da Görece Daha Güvenli Yerleşim Alanları
Iğdır’da yapılan zemin etüdü ve jeoteknik çalışmalar, bazı bölgelerin depreme dayanıklılık açısından daha uygun olduğunu ortaya koymuştur. Şehir merkezinde yer alan Topçular, Bağlar, Zübeyde Hanım ve Karaağaç mahalleleri, daha az alüvyon içeren zemin yapılarıyla öne çıkar. Bu bölgelerde yeni yapılaşma projeleri, mühendislik standartlarına uygun şekilde yürütülmektedir.
Şehrin kuzeyinde yer alan Tuzluca ve Halfeli çevresindeki yerleşim alanları, kaya zemin yapısı sayesinde sarsıntıları daha düşük düzeyde hisseder. Tuzluca, özellikle yüksek kotta yer aldığı ve sert zemin üzerine kurulu olduğu için Iğdır genelinde görece en dayanıklı ilçelerden biri olarak değerlendirilmektedir. Karakoyunlu ilçesinin merkezine uzak kesimlerinde ise yeraltı su seviyesinin düşük olması, zeminin sıkışıklığını artırarak yapı dayanımını olumlu etkiler.
Iğdır merkezine yakın alüvyon bölgelerden uzaklaşmak, deprem riskini azaltmanın en etkili yollarından biridir. Bu nedenle yeni konut projeleri, şehir merkezinin dış çeperlerinde, zemin etütleri tamamlanmış alanlarda yoğunlaşmaktadır.
Kentsel Dönüşüm ve Yeni Yapı Standartlarının Önemi
Iğdır’da deprem riskine karşı alınan en önemli önlemlerden biri, kentsel dönüşüm projeleridir. Özellikle eski yapı stokunun yenilenmesiyle birlikte, mühendislik kurallarına uygun yeni konutlar inşa edilmeye başlanmıştır. Bu süreçte, zemin etüdü raporu olmadan inşaat izni verilmemekte ve yapı denetim sistemleri sıkı şekilde uygulanmaktadır.
Yeni yapılan binalarda beton dayanımı artırılmış, temeller derinleştirilmiş ve deprem yönetmeliğine uygun tasarımlar tercih edilmiştir. Özellikle şehir merkezinde 1990 öncesi yapılan binaların büyük kısmı dönüşüm kapsamına alınmıştır. Bu da şehrin genel güvenlik seviyesini her yıl biraz daha yükseltmektedir.
Tuzluca ve Karakoyunlu ilçelerinde de belediyeler, imar planlarını zemin türüne göre düzenlemekte; yapılaşma sınırları, riskli alanlardan uzak tutulmaktadır. Bu planlamalar, olası bir depremde zarar oranını minimize etmeyi amaçlamaktadır.
Uzmanların Vatandaşlara Uyarısı
Uzmanlara göre Iğdır, Türkiye’nin diğer doğu illerine kıyasla daha az deprem yaşasa da, “risksiz” bir şehir değildir. Özellikle ova zeminine sahip merkez mahallelerde yapılaşma yapılırken, zemin etüdü raporlarına mutlaka dikkat edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca vatandaşların bina seçerken taşıyıcı sistem, beton kalitesi ve yapı denetimi belgelerini kontrol etmesi büyük önem taşır.
Uzmanlar, fay hatlarına yakın bölgelerde yerleşimden kaçınılması gerektiğini, yüksek rakımlı ve kaya zeminli alanların her zaman daha güvenli olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle yeni yapı projeleri ve toplu konut alanlarının seçiminde jeolojik analizlerin dikkate alınması, Iğdır’ın geleceği açısından büyük önem taşır.
Iğdır, jeolojik yapısı itibarıyla deprem riski taşısa da, kuzey ve güneydoğusundaki yüksek kesimlerde yer alan kaya zeminli bölgeler, şehir merkezine kıyasla çok daha dayanıklı alanlar olarak değerlendirilmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri ve sıkı yapı denetimleriyle birlikte, Iğdır’da güvenli yerleşim alanları giderek artmakta ve şehir, olası depremlere karşı daha dirençli hale gelmektedir.
Kaynak: Zeki Ersin Yıldırım
Bakmadan Geçme