Türk yağlı güreşinin yaşayan efsanelerinden biri olan Ahmet Taşçı, sadece fiziksel gücüyle değil, aynı zamanda centilmenliği ve güreşe olan bağlılığıyla da sporseverlerin gönlünde taht kurmuş bir isim. Kırkpınar’da ve Türkiye’nin dört bir yanındaki er meydanlarında sayısız kez rakiplerini mağlup ederek altın kemer sahibi olan Taşçı, bu alanda kırılması güç rekorlara imza attı.
AHMET TAŞÇI KAÇ YAŞINDA, NERELİ?
15 Ekim 1958 doğumlu olan Ahmet Taşçı, Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde, Karadeniz kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Gençliğinde sporla profesyonel anlamda ilgilenmeyen Taşçı, 25 yaşına kadar serbest işlerde çalıştı. 1982 yılında İzmit’te bir lastik fabrikasında işçi olarak çalışmaya başladı.
GÜREŞE GEÇ BAŞLADI AMA ZİRVEYE YÜRÜDÜ
1985 yılında güreşe yönelmeye karar veren Taşçı, bu alandaki ilk ciddi adımını usta güreşçi Kadir Birlik ile çalışarak attı. Yağlı güreşe geç başlamış olsa da kısa sürede adapte oldu. 1986 yılında Kırkpınar’da büyük orta birinciliği, 1987’de başaltı birinciliği, 1988’de başpehlivanlık beşinciliği, 1989’da ise üçüncülük elde etti.
Taşçı, 1990 yılında Kırkpınar Başpehlivanı unvanını kazandı. Bu başarısıyla birlikte hem kendisine hem de memleketi Karamürsel’e altın kemer kazandırdı.
KIRKPINAR’DA TARİHE GEÇEN BAŞARILAR
Ahmet Taşçı, 1990’da başlayan Kırkpınar başpehlivanlık zaferlerine 1991 ve 1992’de de yenilerini ekledi. 1992’de elde ettiği üçüncü şampiyonluk, onu altın kemerin ebedi sahibi yaptı.
1993 yılında dördüncü kez Kırkpınar’da başpehlivan olmayı başardı ve bu başarısıyla yeni bir rekor daha kırdı. Aynı yıl Elmalı Yağlı Güreşleri'nde de üç yıl üst üste kazanarak altın kemerin sahibi oldu.
GÜREŞ TARİHİNDE BİR EFSANE: KAÇ ÖDÜLÜ VAR?
Ahmet Taşçı, 1986’dan 1993’e kadar geçen sürede sadece Kırkpınar’da değil, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapılan yağlı güreş organizasyonlarında da sayısız ödül kazandı. Yüzlerce madalya, kupa ve şampiyonluk unvanının sahibi oldu.
Özellikle fizik gücü, denge ve direnç bakımından dönemin en üstün sporcularından biri olarak gösterilen Taşçı, sadece rakiplerini değil, seyircileri de etkileyen bir güreş tarzına sahipti.
SADE YAŞAMI VE SPORA ADANMIŞLIĞIYLA TANINDI
1992 yılında evlenen Ahmet Taşçı, sporcu kimliğinin yanı sıra sade ve düzenli yaşam tarzıyla da tanındı. Saha dışında mütevazı, sahada ise yıkılmaz bir duvar gibiydi. Rakibi Cengiz Elbeye ile olan dostluğu, Türk güreş tarihine örnek bir centilmenlik hikâyesi olarak geçti.
SONUÇ: GÜREŞİN UNUTULMAZ İSMİ
Ahmet Taşçı, Türk yağlı güreşinin hafızalara kazınmış bir figürü olarak anılmaya devam ediyor. Kırkpınar’daki başarıları, altın kemerleri, güreşe geç başlamasına rağmen zirveye çıkışı ve sergilediği sporcu ahlakıyla, genç nesillere örnek bir sporcu portresi çiziyor.
