• Haberler
  • Güncel
  • Google davası dijital dünyayı yeniden şekillendiriyor

Google davası dijital dünyayı yeniden şekillendiriyor

ABD'de Google'a karşı açılan antitröst davasında sona yaklaşılırken, yalnızca teknoloji devlerinin geleceği değil, küresel rekabet düzeninin nasıl şekilleneceği de yeniden tartışma konusu oldu.

ABD Adalet Bakanlığı’nın (DOJ) Google’a karşı açtığı tarihi antitröst davası, yalnızca bir şirketin değil, dijital ekonominin genel çerçevesinin yeniden şekillenmesine neden olabilecek nitelikte bir sürece evrildi. Mahkemenin 5 Ağustos 2024’te Google’ın yasa dışı tekelleşme davranışı sergilediğini tespit etmesinin ardından, davanın ikinci ve en kritik aşamasına geçildi. Bu aşamada, Google’ın bazı temel varlıklarını devretmesi ya da büyük çaplı yapısal değişiklikler uygulaması gündemde.

Tartışılan olası çözümler arasında; Chrome tarayıcısının elden çıkarılması, Android işletim sistemi üzerindeki hakimiyetin sınırlandırılması ve Apple başta olmak üzere cihaz üreticileriyle yapılan "varsayılan arama motoru" anlaşmalarının sonlandırılması gibi adımlar yer alıyor. Bu adımların hayata geçirilmesi halinde, sadece Google’ın pazardaki üstünlüğü değil, dijital platformlar arası rekabetin yapısı da kökten değişebilir.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Doç. Dr. Emin Köksal’a göre dava, büyük teknoloji şirketlerine yönelik en ciddi sınavlardan biri. Köksal, sürecin sadece para cezası meselesi olmadığını, şirketin parçalanmasının ciddi şekilde masada olduğunu vurguladı. DOJ’un önerdiği çözümler arasında, arama verilerinin rakip firmalara lisanslanması gibi pazar yapısını doğrudan etkileyen seçenekler yer alırken, Google ise Aralık 2024’te sunduğu davranışsal taahhüt ve ceza paketiyle davayı çözme arayışına girmişti.

Ancak ABD tarafı bu önerileri yetersiz bularak daha kapsamlı, yapısal çözümleri gündeme aldı. Köksal, bu yaklaşımı Amerikan antitröst tarihinde az rastlanan ama etkili uygulamalar arasında değerlendiriyor ve Standard Oil ile AT&T örneklerini hatırlatıyor. Ona göre, "böl-parçala" formülü her ne kadar radikal görünse de, caydırıcılık açısından tek başına bile etkili olabiliyor.

Davanın bir diğer önemli yönü ise siyasi desteğin partiler üstü olması. Trump döneminde açılan dava, Biden yönetiminde hız kazandı ve olası bir ikinci Trump döneminde de aynı kararlılıkla süreceği öngörülüyor. Bu durum, ABD’de teknoloji devlerine karşı oluşan sert tutumun siyasi kampların ötesine geçtiğini ve artık kalıcı bir devlet politikası halini aldığını gösteriyor.

Türkiye açısından da bu dava büyük önem taşıyor. Son yıllarda Google’a karşı açılan soruşturmalar ve verilen cezalar, geleneksel rekabet araçlarının dijital pazarlarda yeterli olmadığını ortaya koydu. Bu noktada Avrupa Birliği’nin Dijital Piyasalar Yasası ilham kaynağı olurken, Türkiye’de de “önemli pazar gücüne sahip” platformları hedef alan Rekabet Kanunu değişikliği üzerinde uzun süredir çalışmalar sürüyor.

ABD mahkemesinin vereceği karar, bu yasa değişikliğinin Meclis gündemine alınma sürecini hızlandırabilir. Köksal’a göre, kararın ister davranışsal ister yapısal olsun, Türkiye’deki ikincil düzenlemelere ve uygulama esaslarına yön vermesi kaçınılmaz. Yani ABD’deki gelişmeler, sadece küresel teknoloji devlerini değil, Türkiye’deki dijital piyasa dinamiklerini de doğrudan etkileyebilir.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme