• Haberler
  • Sağlık
  • Gebelikte tedavi edilmeyen hipotiroidi, bebek sağlığını tehlikeye atıyor

Gebelikte tedavi edilmeyen hipotiroidi, bebek sağlığını tehlikeye atıyor

Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Topaloğlu, hipotiroidi hastalığının özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda sık görüldüğünü belirterek, gebelikte tedavi edilmediği takdirde bebekte ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Oya Topaloğlu, tiroid bezinin vücudun metabolizmasını düzenleyen hayati hormonları salgıladığını belirterek, hipotiroidi olarak bilinen tiroid hormon eksikliğinin özellikle kadınlarda yaygın görüldüğünü ifade etti.

AA muhabirine konuşan Prof. Dr. Topaloğlu, “Metabolizmanın yavaşlamasına bağlı olarak tüm vücutta, saçtan tırnağa kadar birçok bozukluk görülebiliyor. Saçlarda kabalaşma, dökülme, ciltte kuruma, özellikle ödem artışı, bacaklarda, ellerde, yüzde ve göz çevresinde şişlik, kilo artışı gibi bulgularla bu hastalıkta sıkça karşılaşıyoruz.” dedi.

Topaloğlu, hipotiroidinin ilerleyen evrelerinde tansiyon, kalp ve akciğer rahatsızlıklarının da gelişebileceğini belirterek, erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çekti. “Hastalığı erken dönemde fark edip tedaviye başladığımızda tüm bulguları kontrol altına alabiliyoruz. Bu rahatsızlığı özellikle kadınlarda sık görüyoruz. Doğurganlık çağındaki kadınlarda ya da gebelik sürecinde tedavi edilmezse, bebekte gelişimsel sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Hipotiroidinin en yaygın nedeninin, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırması sonucu gelişen Haşimato hastalığı olduğunu vurgulayan Topaloğlu, otoimmün hastalıkların genellikle kadınlarda daha fazla görüldüğünü ve bu durumun hipotiroidi oranını artırdığını belirtti.

Prof. Dr. Topaloğlu, hipotiroidinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalık olduğunu belirterek, “Bazı hastalarda ağızdan alınan ilaçlar yeterli etki göstermeyebiliyor. Bu durumda farklı tedavi seçeneklerine yöneliyoruz.” dedi.

Topaloğlu, tedavi yöntemleri arasında nadiren de olsa damardan uygulanan tiroid hormonu tedavisinin etkili sonuçlar verdiğini belirtti. Bu kapsamda kliniklerinde tedavi gören 50 yaşındaki Perizade Erdoğmuş’un hikayesini paylaşarak şunları söyledi:
“Perizade Hanım yaklaşık 15 yıl önce hipotiroidi tanısı almış. İlk 10 yıl boyunca ağızdan ilaçla tedavisi sürdü, ancak son dönemde yeterli yanıt alınamadı. Gerekli testlerin ardından damardan hormon tedavisine geçtik. Bu süreçte hastamızı alerjik reaksiyon riskine karşı yakından izledik. Tedavi sonrası şikayetlerinin önemli ölçüde azaldığını gördük.”

Hastalığının tedavi sürecinden bahseden Perizade Erdoğmuş ise, “Yaklaşık beş yıl önce Bingöl’den Ankara’ya taşındım. Sürekli yorgunluk, halsizlik ve uyku hali yaşıyordum. Yapılan tetkiklerde hipotiroidi hastası olduğumu öğrendim. Damardan tedaviye başladıktan sonra hayatım değişti. Artık sabahları daha dinç uyanıyorum, çocuklarımla daha fazla vakit geçirebiliyorum.” dedi.

Prof. Dr. Topaloğlu, tiroid hastalığının kadın sağlığında dikkat edilmesi gereken önemli bir sorun olduğunun altını çizerek, “Özellikle gebelik döneminde tiroid fonksiyonlarının düzenli olarak kontrol edilmesi, hem anne hem de bebek sağlığı açısından hayati önem taşıyor.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme