Enerji, savunma ve altyapıda yeni yatırım dalgası

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunuş konuşmasını yaptı.

Yılmaz, 2026 bütçesinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 8’inci, AK Parti hükümetlerinin ise 24’üncü bütçesi olduğunu hatırlatarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde hazırlanan üçüncü bütçe olduğuna dikkat çekti.

Yılmaz, “İstikrarın sürdürüldüğü bir ortamda, vatandaş ve hizmet odaklı bir yaklaşımla hazırlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, tam anlamıyla bir 'istikrar ve refah' bütçesidir.” diyerek, Türkiye’nin orta gelir tuzağını aşarak “yüksek gelirli ülkeler ligi”ne kalıcı biçimde geçmeye hazırlandığını vurguladı.

Bu süreci “niteliksel bir sıçrama” olarak tanımlayan Yılmaz, “Bu yolculuk, Türkiye Yüzyılı rotasında büyük bir dönüşüm hamlesidir.” dedi ve 2026 yılını Orta Vadeli Program’ın en kritik eşiği olarak niteledi. “Çünkü 2026, hem attığımız adımların sonuçlarının görünür hale geleceği hem de reformlarımızın meyve vereceği eşik bir yıl olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, bütçenin yapısal dönüşümü hızlandıracak şekilde tasarlandığını, yeşil ve dijital ekonomiye geçişi destekleyen teknolojik yatırımlara, gıda ve enerjide arz güvenliğini güçlendiren politikalara ve yeni sosyal konut hamlesine önemli kaynak ayrıldığını anlattı.

Kahramanmaraş merkezli depremleri “asrın felaketi” olarak anan Yılmaz, bu afetin yaralarının tamamen sarılmasının, şehirlerin daha dirençli hale getirilmesinin ve yaşam güvenliğinde yeni standartlar oluşturmanın bu bütçe döneminde de öncelik olmayı sürdüreceğini belirtti.

Bütçenin ana ekseninin “fiziki altyapının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve üretim kapasitesinin artırılması” olduğunu vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte barış, istikrar ve adalet için güvenilir bir aktör konumunu pekiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. “Dış politikada, milli hak ve menfaatlerimizi merkeze almaya, Türkiye'nin küresel etkinliğini daha da artırmaya, savunma ve güvenlik alanında caydırıcı kapasitemizi geliştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Küresel ekonomide belirsizlikler sürse de Türkiye’nin güçlü liderlik ve istikrarlı yönetim yapısıyla bu dönüşümü doğru okuyup yol haritasını buna göre şekillendirdiğini belirten Yılmaz, 2026 bütçesinin de ekonomiyi dış şoklara karşı daha dayanıklı hale getirecek bir politika aracı olarak tasarlandığını dile getirdi.

Makro göstergelere ilişkin çerçeve çizen Yılmaz, 2020-2024 döneminde dünya ekonomisi yüzde 15,1 büyürken Türkiye ekonomisinin aynı dönemde yüzde 30,3 büyüdüğünü, yıllık ortalama büyüme hızının ise dünya ortalamasının yaklaşık iki katı olduğunu hatırlattı. Kişi başına gelirin 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 17 bin dolar seviyesine yükseldiğini, yıl sonu tahmininin ise 17 bin 748 dolar olduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye’nin Dünya Bankası kriterlerine göre ilk kez yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmesinin beklendiğini söyledi.

Avrupa ölçeğinde de iddialı bir tablo ortaya koyan Yılmaz, Türkiye ekonomisinin nominal büyüklükte İtalya’yı geçerek Avrupa’nın 4’üncü büyük ekonomisi olmasının öngörüldüğünü aktardı.

İstihdam cephesinde işsizlik oranının son 30 aydır tek haneli seyrettiğini ve 2025 yılı için OVP’de öngörülen yüzde 8,5 seviyesinden daha iyi bir gerçekleşme beklediklerini belirten Yılmaz, önümüzdeki dönemde her yıl ortalama 842 bin kişilik ilave istihdam hedeflediklerini söyledi. İşsizlik oranının ise 2028’e kadar kademeli olarak yüzde 7,8’e ineceğini kaydetti.

Enflasyonla mücadelede ise program takvimine uyumlu bir dezenflasyon sürecine girildiğini anlatan Yılmaz, “Kasım 2025 itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu yüzde 31,1 düzeyine kadar gerilemiştir.” dedi. Temel mal enflasyonunda daha güçlü bir iyileşme olduğunu vurgulayarak, “2026 yılında enflasyonun yüzde 20'nin altındaki bir seviyeye inmesini, fiyatlama davranışlarında yapışkanlığın kalıcı olarak kırılmasını ve 2027 yılından itibaren enflasyonun tekrar tek haneli seviyelere düşürülmesini hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası rezervlerinin 28 Kasım itibarıyla 183,2 milyar dolara çıktığını, Türk lirası mevduatın toplam mevduat içindeki payının yüzde 62,1’e yükseldiğini, Kur Korumalı Mevduat’ın payının ise yüzde 0,1’e kadar indiğini söyleyen Yılmaz, bunun TL’ye güvenin yeniden güçlenmesi anlamına geldiğini dile getirdi.

2026 yılı bütçesi kapsamında 228 kamu idaresinin yer aldığını belirten Yılmaz, bütçe giderlerinin 18 trilyon 979 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 266 milyar lira olarak öngörüldüğünü, 2026 bütçesinin 29 milyar lira faiz dışı fazla vermesinin hedeflendiğini ifade etti.

Eğitime 2026 yılında merkezi yönetim bütçesinden 2 trilyon 896 milyar lira kaynak ayırdıklarını, eğitimin bütçe içindeki payının yüzde 15,3’e yükseldiğini aktaran Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin 1 trilyon 944 milyar liraya çıkarıldığını söyledi. Mesleki eğitimin güçlendirilmesine, okulların fiziki ve dijital altyapılarının iyileştirilmesine ve öğrencilerin dijital, analitik ve problem çözme becerilerinin artırılmasına özel vurgu yaptı.

Sağlık alanında da kamu kaynaklarından 2026 yılı için 3 trilyon 307 milyar liralık bir bütçe ayrıldığını belirten Yılmaz, şehir hastaneleri ve yenilenen sağlık tesisleriyle hizmet standardının yükseldiğini söyledi. Sağlık turizminde hem hasta sayısında hem gelirlerde önemli artışlar kaydedildiğini, Türkiye’nin bu alanda bölgesel bir çekim merkezi haline geldiğini ifade etti.

Yılmaz, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak, sosyal yardım bütçesini 2026’da 917 milyar liraya yükselttiklerini kaydetti. Aile ve Gençlik Fonu kapsamında genç evlilikleri destekleyen kredilerin üst limitlerinin artırıldığını, doğum ve çocuk bakım desteklerinden engelli ve yaşlı bireylere yönelik evde bakım yardımlarına kadar geniş bir yelpazede destek sağlandığını anlattı. “Hiç kimseyi geride bırakmayan toplum vizyonu ile hareket ederek, engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın toplumsal hayatın her alanına etkin katılımını sağlayacak çalışmalarımıza 2026 yılında da devam edeceğiz.” dedi.

Enerjide yerli ve yenilenebilir kaynakların payını artırmaya odaklandıklarını belirten Yılmaz, Gabar’daki petrol üretimindeki artışa, Akkuyu Nükleer Güç Santralinin devreye girmesiyle elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unun buradan karşılanacağına işaret etti. Demiryollarından liman bağlantılarına, havayolu ve lojistik yatırımlarına kadar pek çok alanda altyapı hamlesinin sürdüğünü ifade etti.

Çalışanlar ve emekliler için de 2002’den bu yana enflasyonun üzerinde reel ücret artışları sağlandığını hatırlatan Yılmaz, “Memuruyla işçisiyle kamu çalışanlarının özlük haklarını iyileştirdik.” diyerek en düşük memur ve emekli aylıklarındaki reel artışlara dikkat çekti. Popülist değil, gerçekçi bir çizgide, imkanlar arttıkça kalıcı refah artışı sağlayacak adımları sürdüreceklerini vurguladı.

Konuşmasını, “Tüm gayemiz, yeni küresel şartlarda riskleri bertaraf etmek, fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek, ülkemizin ve insanımızın dünyadaki konumunu çok daha ileriye taşımaktır.” sözleriyle tamamlayan Yılmaz, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda reform ajandasından taviz verilmeyeceği mesajını verdi.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme