- Haberler
- Güncel
- Dört Yıl Önce 100 TL Olan Ürün Artık 1.413 TL! Fiyatlar Gözle Görülür Şekilde Yükseldi.
Dört Yıl Önce 100 TL Olan Ürün Artık 1.413 TL! Fiyatlar Gözle Görülür Şekilde Yükseldi.
Birleşik Kamu-İş'in güncel araştırmasına göre, Eylül 2021'de 100 TL'ye alınan bir gıda sepetinin fiyatı, günümüzde 1.413 TL'ye yükseldi. Son dört yıl içinde temel gıda fiyatlarındaki artış oranı yüzde 1.313 olarak kaydedilirken, Ağustos ayında gıda fiyatları aylık yüzde 3,2 ve yıllık yüzde 54,5 artış gösterdi. Bu yükseliş, dar gelirli aileler için önemli bir ekonomik zorluk oluşturuyor.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun araştırma birimi KAMUAR, halkın temel gıda tüketim alışkanlıklarına dayanarak oluşturduğu Gıda Fiyatları Endeksi'nin Ağustos 2025 sonuçlarını açıkladı. Rapor, Türkiye'de enflasyonun yükselmesi sonucunda gıda fiyatlarının durmaksızın artış gösterdiğini ve bu durumun özellikle dar gelirliler, ücretli çalışanlar ve yoksulları olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Toplumun gıda ihtiyacını karşılamak için harcadığı miktar, son dört yıl içinde astronomik bir artış gösterdi.
Tarihi Artış: Gıda Sepetinin Değeri 1.413 Lira
Yüksek enflasyonun etkisiyle, Eylül 2021’den Ağustos 2025’e kadar geçen süre içinde gıda fiyatlarındaki artış oranı yüzde 1.313’e ulaşmıştır. Bu gözle görülür artış, vatandaşın alışveriş sepetine adeta damgasını vurdu. Eylül 2021 itibarıyla 100 lira olan bir gıda sepetinin fiyatı, zaman içerisinde büyük bir yükselişle Ocak 2025'te 1.159 TL, ardından Şubat 2025'te 1.185 TL, Mart 2025'te 1.265 TL, Nisan 2025’te 1.287 TL, Mayıs 2025’te 1.301 TL, Haziran 2025’te 1.360 TL, Temmuz 2025’te 1.369 TL ve Ağustos 2025’te ise 1.413 TL’ye kadar çıkmıştır. Bu, gıda fiyatlarının 63 ay boyunca aralıksız bir biçimde yükseldiği anlamına gelmektedir.
Ağustos Ayı Analizi: Yağ ve Et Fiyatları Tırmanışta
Ağustos 2025'te gerçekleşen genel gıda sepetindeki artış oranı bir önceki aya göre yüzde 3,2 olarak kaydedildi. Ayın içerisinde sadece meyve ve bakliyat fiyatlarında bir düşüş gözlemlenirken, diğer tüm ürün gruplarında önemli artışlar yaşandı. Yağ, tereyağı hariç, yüzde 10,7; et ve balık alanında ise yüzde 7,2’lik artışlar ortaya çıktı. Süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 3,9, diğer işlenmiş gıdalarda ise yüzde 3,2 artış gösterdi. Sebze fiyatları yüzde 2,7, ekmek, pirinç, un ve bulgurun fiyatı ise yüzde 1,1 oranında yükseldi. Öte yandan bakliyat fiyatları yüzde 2,7 gibi bir düşüş yaşarken, meyve fiyatlarındaki gerileme ise yüzde 10 oldu.
Yılın İlk Sekiz Ayında Zam Şampiyonu Meyve ve Et
2025 yılının ilk sekiz ayındaki kümülatif gıda fiyat artışı yüzde 27 olarak kaydedildi. Bu dönemde fiyat artışı en fazla olan ürün grupları arasında meyve, yüzde 52,6 ile başı çekerken, kırmızı ve beyaz et fiyatlarında da yüzde 43,9 artış yaşandı. Süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 23,1, yağ fiyatları ise yüzde 13,4 oranında yükseldi. Bu veriler, gıda alım gücünün azaldığını ve toplumun geçim kaygılarının arttığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Yıllık Gıda Enflasyonu Yüzde 54,5'e Yükseldi
Yıllık gıda fiyatları artış oranı Ağustos 2025 itibarıyla bir önceki aya göre devam eden bir yükseliş trendi gösterdi. Temmuz ayındaki yüzde 52,3'lük yıllık artış, Ağustos’ta yüzde 54,5 seviyesine ulaşmıştır. Son bir yıl içerisinde ürün gruplarındaki en yüksek fiyat değişimleri ise meyve fiyatlarında yüzde 171,5, sebzelerde yüzde 78,3, et ve balıkta ise yüzde 62 oranında artış olarak belirlendi. Yağ fiyatları da yüzde 33,1, süt ve süt ürünleri fiyatları yüzde 32,1, ekmek, un ve bulgur fiyatları ise yüzde 28,7 oranında yükseklik gösterdi. Ayrıca, Birleşik Kamu-İş'in 64 maddelik sepetine karşılık, TÜİK’in yıllık gıda enflasyonunu yüzde 27,95 olarak hesapladığına dair bilgiler de raporda yer aldı.
12 Aylık Ortalama Artış Yüzde 57,2
Ağustos 2025 sonu itibarıyla 12 aylık anlamda gıda fiyatlarındaki artış oranı, önceki 12 aylık döneme göre yüzde 57,2 olarak belirlenmiştir. Bu süre zarfında yıllık ortalamalara göre en fazla artışlar ise yine meyve fiyatlarında yüzde 158,5, sebzelerde ise yüzde 135,6 olarak gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, gıda enflasyonunun toplum üzerindeki etkilerini derinlemesine ele almayı gerektiren bir durumu ortaya koymaktadır, zira bu süreç içinde tüketicilerin bütçeleri üzerinde önemli bir baskı oluştuğu aşikar.
Bakmadan Geçme





