• Haberler
  • Güncel
  • Devletler ve teknoloji devleri neden yapay zekadan vazgeçemiyor?

Devletler ve teknoloji devleri neden yapay zekadan vazgeçemiyor?

ChatGPT ve Gemini gibi modellerle yaygınlaşan yapay zeka uygulamaları, hem devletlerin hem de teknoloji şirketlerinin en büyük yatırım kalemlerinden biri haline geldi.

Son yıllarda hızla gelişen yapay zeka teknolojileri, küresel ölçekte hem devletler hem de büyük teknoloji şirketleri tarafından stratejik öncelikler arasına yerleştirildi. ChatGPT ve Gemini gibi uygulamalarla yaygınlaşan yapay zeka kullanım oranlarının artması, milyar dolarlık veri merkezi yatırımlarını beraberinde getirirken, yapay zeka alanında faaliyet gösteren şirketlerin piyasa değerlerindeki hızlı yükseliş “bir yapay zeka balonu mu oluşuyor?” sorusunu gündeme taşıdı.

SETA araştırmacısı ve Azerbaycan Hazar Üniversitesi Öğretim Üyesi Gloria Shkurti Özdemir, yapay zekanın geçmiş dönemlerde daha çok devlet ve akademi merkezli Ar-Ge çalışmalarıyla ilerlediğini hatırlatarak günümüzde ana itici gücün özel sektör olduğunu belirtti.
Özdemir,
“Bugün özel sektör yeniliklerin ana itici gücü haline gelmiş durumda. Ticari rekabet, pazar fırsatları ve yüksek getiri beklentileri şirketleri yapay zeka yatırımlarını artırmaya yönlendiriyor.” ifadelerini kullandı.

Yapay zekanın askeri ve jeopolitik öneminin artmasıyla birlikte devletler ile teknoloji şirketlerinin karşılıklı olarak birbirini besleyen yeni bir döngü oluşturduğunu belirten Özdemir,
“Şirketler ticari ve teknolojik üstünlük için yarışıyor, devletler ekonomik rekabet ile güvenlik alanında geri kalmamak için bu teknolojileri fonlamak zorunda kalıyor. Bu durum özel sektörde yeni Ar-Ge dalgalarını tetikliyor.” dedi.

Özdemir, ABD’nin “Third Offset Strategy” yaklaşımı ile Çin’in “zekalaştırılmış savaş” konseptinin yapay zekanın güvenlik rekabetinde merkezi bir rol üstlendiğini gösterdiğini belirtti. Tarihte hiçbir genel amaçlı teknolojinin bu kadar hızlı şekilde büyük güçlerin askeri doktrinlerine girmediğini vurgulayan Özdemir, yaygın tartışılan “yapay zeka balonu” değerlendirmesine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bazen beklentiler teknolojinin mevcut kapasitesinin önüne geçebiliyor. Bu yüzden bir balon patlaması mümkündür ancak geçmişteki yapay zeka kışları gibi sistemik bir çöküş beklenmemelidir. Hem devletler hem piyasalar yapay zekayı stratejik olarak vazgeçilmez görüyor. Olası bir balon patlasa bile bu tamamen durma değil, geçici bir yavaşlama olur.”

Yapay zeka uzmanı ve teknoloji danışmanı Doç. Dr. Agah Tuğrul Korucu ise veri kalitesi, yüksek maliyet, halüsinasyon sorunları ve mühendislik olgunluğu konularının bu tartışmaları beslediğini söyledi.
Korucu,
“Yapay zeka doğru ve düzenli veri olmadan tam kapasite çalışmıyor. Bazen kesin bir dille yanlış bilgi verebiliyor. Özellikle sağlık, finans ve hukuk gibi sektörlerde bu nedenle daha temkinli olunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Korucu, yapay zeka teknolojisinin uzun vadede sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu vurgulayarak,
“Tarihte elektrik, internet ve akıllı telefonlar çıktığında da benzer tartışmalar yaşandı. Bugün benzer bir döngü içindeyiz. Yapay zeka yakın gelecekte tıpkı elektrik gibi doğal bir altyapı unsuru olacak.” dedi.

Gelecekte yapay zeka modellerinin daha küçük ve daha özelleştirilmiş yapılara dönüşeceğini dile getiren Korucu,
“Her problemi devasa modellerle çözmek gerekmiyor. Daha küçük, daha özelleştirilmiş modeller çok daha etkili sonuç verebiliyor. Bu da maliyeti ve enerji ihtiyacını düşürecek.” şeklinde konuştu.

Yapay zekanın üretim süreçlerinde artık somut ve ölçülebilir etkiler yarattığını ifade eden Korucu, verimlilik artışı, kalite kontrolündeki doğruluk, iş güvenliği ve otomasyon gibi alanlarda yapay zekanın şirketlerin rekabet gücünü doğrudan artırdığını söyledi.
Korucu son olarak,
“Sanayide bir uzmanın saatler süren analizini yapay zeka saniyeler içinde yapabiliyor. Bu kazanımlar artık çok net şekilde görülüyor.” dedi.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme