Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu kararların kıymeti harbiyesi yok. Bu kararlar tamamen siyasidir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Senatosunun sözde Ermeni soykırımı kararına ilişkin, "Çıkıp karar almışlar, alsalar ne yazar. Bu kararların kıymeti harbiyesi yok. Bu kararlar tamamen siyasidir. Bu kararların hukuka uygun yanı yok. Hukuka uygun yanı olmadığına göre bunları bizim kabul etmemiz mümkün değil" dedi.
"BU KARARLARIN KIYMETİ HARBİYESİ YOK. BU KARARLAR TAMAMEN SİYASİDİR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A Haber'de gündeme dair açıklamalarda bulundu. ABD Senatosunda alınan sözde Ermeni soykırımı kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözde Ermeni soykırımı konusunda bütün yetkililere anlatınca bazıları konuya hakim değiller. Biz bir milyonun üzerindeki bölgeyi şu anda Silahlı Kuvvetlerimizin elinde olan belgeyi açıyoruz. Buyurun diyoruz. Siyasi tarihçiler hukukçular bunları incelemiş, Amerika'da var mı? Sadece Harvard'da bir takım belgeler olduğu söyleniyor. Fransa'da olduğu söyleniyor onlar da açsın, yok. Bütün herkes arşivleri açsınlar, bu arşivler kurulacak heyetler tarafından incelensin. Hukukçular, tarihçiler tarafından incelensin. Ondan sonra biz siyasetçiler devreye girelim. Bu karar siyasetçilerin verebileceği karar değildir. Tarihçilerin hukukçuların arkeologların yapacağı incelemeler neticesinde ortaya çıkacaktır. Bütün bunlarla beraber yapılacak çalışma neticesinde siyasiler bunun kararını ondan sonra versinler. Bu arada hiçbir belge ortaya koyamayanların söyleyecek sözü yoktur. Biz belgeyle konuşuyoruz. Çıkıp karar almışlar, alsalar ne yazar. Bu kararların kıymeti harbiyesi yok. Bu kararlar tamamen siyasidir. Bu kararların hukuka uygun yanı yok. Hukuka uygun yanı olmadığına göre bunları bizim kabul etmemiz mümkün değil. Şu anda kendileri bize söylüyorlar. Bu alınan kararın kıymeti harbiyesi yok, bizzat kendileri söylüyor. Burada biz kararlı bir şekilde yürüyoruz. Onlar böyle bir hava oluşturma suretiyle birilerini tatmin etmeye çalışıyorlar. Yüz yıl üzerinden geçmişken bugün Amerika Senatosunda bu tür kararların alınmasına cevabımız açıktır. Yıllar yılı her nisan ayında gündeme gelir, konuşulur bir karar açıklanır. Son anda bakarsınız sözde soykırım değil ama, kenarından geçerek açıklama yaparlar. Bu defa işi bir tonda açıklayarak kabul ettiklerini söylüyorlar. Sizin kabul etmeniz, bizimde sizin karşısına çok daha farklı parlamento kararlarıyla karşınıza çıkmamızı gerektirir. Amerika'da Kızılderililerle ilgili olarak bunu söylememek konuşmamam mümkün mü? Kızılderililerin tarihi Amerikan yüz karasıdır. Afrika'da yaşanan birçok şey var 60 kadar ülke buna benzer kararlar almışlar. Cezayirlerin Fransızların yaptığı katliamları bir kenara koymam mümkün mü? Senegal'de adadan köle ticaret yaparak Amerika'ya kadar hücrelerde günlerce bekledikten sonra köle ticareti yaptılar. Bizde bunları dünya kamuoyuna açıklayacağız. Bunların belgeleri var. Biz savunmada değil taarruzda olacağız. Batının tarihi ırkçılık ve sömürge tarihin ortaya koyacağız. Bizim gibi övünülesi bir tarihi olan millete bunlar ses çıkartamazlar." diye konuştu.
"GEREKİYORSA İNCİRLİK'İ DE KAPATIRIZ KÜRECİK'İ DE KAPATIRIZ"
ABD'nin olası yaptırımlarına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle bir kararı vermemiz gerektiği anda, bu kararı alma yetkisi bize aittir. Yeri geldiği zaman otururuz heyetlerle beraber kapatılması gerekiyorsa İncirlik'i de kapatırız Kürecik'i de kapatırız. Bütün mesele bizim karşımıza yaptırımlar gibi tedbirlerin hayata geçirilmesi durumunda mütekabiliyetle cevabı veririz. Türkiye bir kabile devleti değildir. 780 bin km karelik ve 2000 yılı aşkın bir tarihe sahip olan Türkiye'ye bu tür yaklaşımları reva görmek karşılıksız kalmaz. Bunun için mütekabiliyet esasına dayalı olarak bu tür adımları atarız. Biz sizinle NATO'da beraberiz, stratejik ortağız. Yapılanlar ne, bu ortaklığa yakışıyor mu? Nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz, bunların oturup düşünmesi lazım. Bunlar farklı hareket etmeye devam ederlerse bizimde vereceğimiz cevaplarımız var" şeklinde konuştu.
"MAALESEF NE AMERİKA NE DE RUSYA TERÖR ÖRGÜTÜNÜ BURADAN ÇIKARTAMADILAR"
Barış Pınarı Harekatı sonrasında ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmaya dair konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten Barış Pınarı Harekatı'nda özellikle bizi ilgilendiren yeri Tel Abyad ve Resulayn 120 km'dir. Derinlik 32 km'dir. Bu alanda şuanda kontrolümüz var. Fakat Irak sınırı batı ucuna kadar 444 km'dir. Bütün bu alanda bir kısmın da Rusya ile bir kısımda ABD ile yapılan anlaşmalar var. Bunlar 150 saat 120 saat şeklinde anlaşma yapıldı. Ama maalesef ne Amerika ne de Rusya terör örgütünü buradan çıkartamadılar. Bize verilen söz öyleydi. Çıkartamayınca da bizim iş başa düşüyor yapmamız gerekenler var. Göbeğimiz kendimiz keseceğiz. Bize dediler ki Münbiç'ten 90 günde bütün teröristleri çıkartacağız dediler ve yapamadılar. Oradaki aşiretler bizden yardım istiyorlar. Çok daha tehlikesi Deyrizor petrol kuyuları var. Buranın kuyularını PYD/YPG petrolünü alıp, rejime satıyorlar. Bunların petrolünün kalitesi yok. Kamışlı'da da petrol var, oranın petrolünü de Rusya ile rejim, Deyrizor Amerika ile PYD/YPG alıyor. Bu durum karşısında Türkiye olarak biz derdimiz petrol falan değil. Burada yaşayan insanlarımızın huzurunu nasıl sağlayacağız. Teklifte bulundum Deyrizor'dan Kamışlı'dan çıkan petrolün satışını yapalım. Buradan güvenli bölge deyip duruyoruz. Buyurun güvenli bölgeyi buradan elde edeceğimiz gelirle yapalım. Parasal kaynağını buradan alalım biz müteahhitlik yapalım. Biz bu plan projeler üzerinden buraları sıfırdan yapalım. Mültecileri de buraya yerleştirelim. Daha önce Trump, Obama biz bunların güvenliğini sağlarız diyorlardı. Şu anda aynı görevi biz de kısmen üstlendik. Özellikle batı tarafından Rusya ile işbirliği yapabiliriz. Bizde toplam 4 milyon insan var. 350 bini Kürt, bunun dışında 3,5 milyonu Arap, 750 civarında Arami, Kerdani var. Bunların hepsini kendi topraklarına yerleştirelim, inanın hiçbir ses çıkmıyor. Petrolü çok severim diyorlar. Tamam da bu insanları niye sevmiyorsunuz. Bunu ben 30'a yakın lidere anlattım, kitapçık verdim. Hepsinde güvenli bölge haritalarıyla var, konutlar, valilik, kaymakamlık binaları hepsini kapsayan şekilde anlattım. Ama cevap yok, çünkü dert başka. Açık söylüyorum Türkiye'nin Suriye'den kaynaklanan terörle mücadele kararlığı tamdır. Onun için burada koyla değil ya 4 milyon insanı besliyorsunuz. Adı üzerinde Barış Pınarı, bunu niye dedik. Oralarda gözeler varmış. Bundan dolayı Barış Pınarı koyalım dedik. İnşallah bu Barış Pınarı noktasında kararlılıkla mücadeleyi sürdürür, çok uzun süre olmaması dahil burada bir neticeye varırız" dedi.
"YPG, PYD BUNLARIN KÜRT OLARAK İFADE EDİLMESİ BANA GÖRE KÜRTLERE SAYGISIZLIKTIR"
Batılı liderlerin Kürtler üzerinden yaptıkları konuşmaları değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendileri ne söylediklerini farkında değiller. Bunlar özellikle Kürt kardeşlerimize saygısızlık yapıyorlar. Çünkü YPG, PYD bunların Kürt olarak ifade edilmesi bana göre Kürtlere saygısızlıktır. Bu Kürtler terörist demek. Biz gerek vatandaşlarımız olan Kürt kardeşlerimizi gerekse Suriye'nin kuzeyinde olan Kürt kardeşlerimiz terörist olarak kabul etmiyoruz ki, onların içinden çıkabilir, onlardan olduğu gibi farklı etnik gruplardan da çıkabilir. Bunlar nedense yatıp kalkıp YPG, PYD diyemiyor, bunu söylüyorlar. Bunu kamufle etmek için SDG dediler. Kalkın samimi söyleyin, bu güne kadar SDG diye bir şey yoktu. Bir kamuflaj uydurdular. Bütün işleri alavere dalavere, yaptılar iş bu. Biz diyoruz ki bunlar PKK yan kuruluşudur. YPG, PYD, bunlar PKK yan kuruluşlarıdır. Abdi Şahin denilen kişi, bölücü başının manevi oğlu diyebilirsin. Bununla Amerika'nın en süt kademesi görüşme yapıyor. Aynı şekilde Rusya görüşme yapıyor, böyle olursa netice alınamaz ki. Biz eğer ortaksak, dayanışma olacaksa, terörizme karşı mücadele vereceksek ki, bunları konuştuk. Siz nasıl oluyor da siz terörist başlarıyla terör sevici konumuna düşüyorsunuz, inanın hiç umurlarında değil" şeklinde konuştu.
"BİZ SON BİRKAÇ YILDA CİDDİ ATAKLAR YAPMASAYDIK, TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BÖLGEDEKİ AĞIRLIĞI FARKLI OLACAKTI"
"Kandil'e yönelik harekat bekleyelim mi?" sorusunu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kandil'e harekat sürekli olarak yapılıyor. Son dönemde yurtiçi ve yurt dışındaki operasyonlarla PKK ağır darbeler indirdik. Gabar'da Cudi'de buralarda özellikle, ülkemizde eylem yapamaz hale gelen örgüt elaman devşirme noktasında tıkanma noktasındadır. Bunlar ahlaki nokta da tükendiler. Kaçırılan genç kızların nasıl muamele gördüğünü televizyon ekranlarında izledik. Ahlaksız adam genç kızlara nasıl bir muamelede ve tacizde bulunduğunu izledik. Ama ne yazık ki, bu kızların onların elinden kurtulma şeyi, çok zor. Benim dikkatimi çeken şey genç çocuklara ve delikanlılara aynı muameleyi yapmıyorlar, kızlara yapıyorlar. Bu terör örgütü ve bunun örgütünün sevicileri, bu tabloları almıyorlar. Parlamentodaki temsilciler bu tablolar karşısında ne yapıyorlar dediklerini duymadık. Hala utanmadan sıkılmadan hala savunmaya kalkıyorlar. Binlerce genç bugüne kadar bunların tehditleriyle aldatıldılar ve öldürüldüler. O bebeler ve yavrular bunlar tarafından öldürüldü. Bu hala devam ediyordu, biz son birkaç yılda ciddi ataklar yapmasaydık, terör örgütünün bölgedeki ağırlığı farklı olacaktı. Kararlı bir gidişimiz var, bunu da devam ettireceğiz. Kuzey Irak'ta bile bunları adım atamaz hale getirdik. Irak'ın diğer bölgelerinde faaliyet arayışların artırıyor. Kuzey Irak'ta, Sincar'da Mahmur'da yuvalanan örgüt burada yoğunlaştı ama başarılı olamayacaklar. Sincar ikinci Kandil olmak yolundalar. Mahmur kampı zaten terörist kampıdır. Erbil Şehrinin ortasında diplomatımızı şehit edenin bağlantısını tespit ettik. PKK'yla mücadelenin, DEAŞ'la olduğu gibi kararlı devam etmelidir. Bugün terör örgütleri arasında ayrım yapanlar gelecekteki gelişmelere tohum ekmektedirler. Mahmur'la ilgili BM çalışmalar sürdürüyoruz" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.