Çocuklara afet bilinci 3 yaşında başlamalı

Uzmanlar, afetlerden en çok etkilenen grubun çocuklar olduğuna dikkat çekerek, afet eğitiminin 3 yaşından itibaren aile içinde başlaması gerektiğini vurguluyor.

İstanbul Ticaret Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı ve aynı zamanda rektör yardımcısı olan Prof. Dr. Hanifi Parlar, çocuklara yönelik afet bilincinin erken yaşta kazandırılmasının hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Bir etkinliğe katılmak üzere Bursa’ya gelen Prof. Dr. Parlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, afetlerin fiziksel ve psikolojik etkilerinin en ağır şekilde çocuklar üzerinde görüldüğünü ifade etti.

Çocukların afet öncesi, afet anı ve afet sonrası süreçlere hazırlıklı olmasının, olası zararların azaltılmasında belirleyici rol oynadığını belirten Parlar, bu nedenle çocuklar üzerine bilimsel çalışmalar yürütülmesinin önemine işaret etti. Afet eğitiminin yalnızca okul çağında başlamasının yeterli olmadığını vurgulayan Parlar, erken çocukluk döneminin bu bilinç için kritik bir eşik olduğunu dile getirdi.

Prof. Dr. Parlar, afet bilincinin 3 yaşından itibaren kazandırılması gerektiğini belirterek, “Afet öncesi çocuklara 3 yaşından itibaren evde, okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, ortaokullarda ve liselerde afet bilincini yerleştirmeye yönelik uygulamaların ve sosyal etkinliklerin yapılması gerekiyor. Özellikle eğitmen ve öğretmenlerimizin bu konudaki farkındalıklarını artırarak çocuklarımızın afete hazırlık düzeylerini yükseltmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Afetlerin çocuklar üzerinde oluşturabileceği travmanın azaltılmasında hazırlığın belirleyici olduğunu vurgulayan Parlar, afet öncesinde yapılacak bilinçlendirme çalışmalarının hem fiziksel hem de psikolojik etkileri en aza indirebileceğini söyledi. Bu noktada ailelerin rolüne dikkat çeken Parlar, ebeveynlerin afet eğitiminin temel aktörleri olduğunu dile getirdi.

Anne ve babaların afet bilinci konusunda kendilerini geliştirmesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Parlar, “Anne ve babaların bu konudaki bilinç düzeyleri çok önemli. Öncelikle ebeveynlerin kendilerini eğitmesi gerekiyor. Dedelerin, ninelerin özellikle küçük yaş grubundaki çocuklara yönelik hikâye anlatımı yoluyla afet bilincini aktarması etkili bir öğretici yöntem olabilir. Açık ama çocuğun psikolojisini olumsuz etkilemeyecek şekilde, konunun olduğu gibi anlatılması önemli.” dedi.

Ev ortamında yapılabilecek uygulamaların da çocukların afetlere hazırlanmasında etkili olduğunu belirten Parlar, ebeveynlerin çocukları sürece dahil etmesi gerektiğini söyledi. “Çocuğun odasını düzenlerken, bir masa ya da dolabı duvara sabitlerken bunu çocukla birlikte yapmak ve nedenini anlatmak çok faydalı olur. ‘Hangi ortamlarda toplanacağız? Nasıl iletişim kuracağız?’ gibi başlıkların ev ortamında oyunlaştırılarak ele alınması, çocukların bilinçlenmesini sağlar.” ifadelerini kullandı.

Parlar, bilgilendirici anlatımların yanı sıra uygulamalı çalışmaların da önemli olduğuna dikkat çekerek, evde çadır kurma, sıkışma durumlarından kurtulmaya yönelik oyunlar ve basit simülasyonların yapılabileceğini belirtti. Deprem çantası hazırlamanın da bu sürecin bir parçası olması gerektiğini dile getiren Parlar, “Ailede kaç birey varsa o sayıda deprem çantası hazırlanmalı. Bu çantaların rengi ve bazı detayları çocukların tercihine bırakılmalı. Düdük gibi haberleşme araçlarının ne işe yaradığı ve nasıl kullanılacağı çocuklara anlatılmalı.” dedi.

Öğretmenlerin afet bilinci konusunda daha donanımlı hale getirilmesi gerektiğini de vurgulayan Prof. Dr. Parlar, afet sonrası saha çalışmalarının çocukların farkındalığını artıracağını söyledi. Özellikle orman yangınları gibi afetlerin ardından saha ziyaretlerinin önemli olduğuna değinen Parlar, “Bir orman yangını yaşandıktan sonra çocukların o bölgeye götürülmesi, ‘Bu hale nasıl geldik ve bundan sonra ne yapmalıyız?’ sorularının yerinde anlatılması çok kıymetli.” ifadelerini kullandı.

Afetlerin doğa üzerindeki etkilerinin çocuklara somut örneklerle gösterilmesi gerektiğini belirten Parlar, toprak temizliği, ağaç dikimi gibi faaliyetlerin çocukların hem sorumluluk duygusunu hem de çevre bilincini geliştireceğini söyledi. “Korkutarak değil, eğiterek ve açık iletişim kurarak hazırlık yapmak gerekiyor. Afet eğitimi evde başlar, okulda devam eder ve yaşam boyu sürer.” değerlendirmesinde bulundu.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme