Çalıkuşu ruhu Ağrı'da yeniden canlandı
Doğubayazıt'ın Yılanlı köyünde görev yapan 25 yaşındaki sınıf öğretmeni Ebrar Keler, imkânsızlıkları dayanışmayla aşarak okulunu spor alanlarından sanat projelerine kadar dönüştürdü öğrencileriyle kurduğu güçlü bağ ve örnek çalışmalarla köyde eğitim hayatına yön veriyor.
Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde dünyaya gelen 25 yaşındaki sınıf öğretmeni Ebrar Keler, lise yıllarında başlayan köy okulunda görev yapma hayalini gerçeğe dönüştürmek için üniversite eğitimini tamamlar tamamlamaz tüm tercihlerini Doğubayazıt’a yaptı. Ağrı Dağı’nın eteklerinde, tarihi İshak Paşa Sarayı’nın bulunduğu bu kadim ilçede çocukların hayatına dokunmak isteyen Keler’in yolu, üç yıl önce Yılanlı köyüne düştü. Göreve başladığı ilk günden itibaren öğretmenlik yolculuğunu yalnızca ders anlatmanın ötesine taşıyan Keler, köy okulunu adeta bir gelişim ve dayanışma merkezine dönüştürmek için yoğun bir emek verdi.
Keler’in “köyüm” diye benimsediği Yılanlı’ya uzanan 8 kilometrelik yol, onun için bir meslek hikâyesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Okula adım attığında ilk olarak bakım-onarım ihtiyacını tespit eden genç öğretmen, İlçe Millî Eğitim Müdürü Davut Şen’in destekleriyle okulun iç ve dış cephesinin yenilenmesini sağladı. Duvarları köylülerle birlikte boyayan Keler, öğrencilerin sık sık düştüğü çamurlu bahçenin parke taşıyla kaplanması için kaymakamlıktan destek aldı ve parke döşeme çalışmaları köylülerin iş birliğiyle tamamlandı.
Okul bahçesinde çocukların güvenle oynayabileceği alanlar oluşturma isteği, onu daha büyük adımlar atmaya yönlendirdi. Öğrencilerin çamura düşüp yaralandığını görünce bahçeye çim saha yapılmasını talep etti. Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğünün sağladığı çimlerle başlayan çalışma, jandarma ekiplerinin yardımıyla tamamlandı ve okulda miniklere özel bir halı saha oluşturuldu. Keler bununla da yetinmedi; bahçeye oyun parkı kurdu, dağ eteklerinden kendi elleriyle verimli toprak taşıyarak çim tohumu ve güller ekti. Çocuklara yeşil, temiz ve neşeli bir oyun alanı hazırlamak onun için en önemli hedeflerden biriydi.
Öğrencileri daha yakından tanımak isteyen Keler, düzenli olarak ev ziyaretleri yaptı, ailelerle bağ kurdu. Çocukların doğum günlerini hazırladığı küçük sürprizlerle kutladı, ilkbaharda dersleri bahçeye taşıdı, sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdi. Ramazan ayında velilerin izniyle öğrencilerini evinde iftara ağırladı; öğretmen arkadaşlarıyla birlikte köy çocuklarını ilk kez sinemayla tanıştırdı ve onların pizza yemesini sağladı. Bu süreçte köyde sıcak bir aile ortamı oluştu.
Spora meraklı öğrencileri için futbol takımı kuran Keler, onlara millî takım formaları temin etti. İlk yıl köyler arası maçlar düzenlendi, sonraki yıl ise profesyonel bir ekibin desteğiyle il turnuvasına katılım sağlandı. Paslanan kale direklerini ve potaları gönüllü öğretmenlerle boyayan Keler, fileleri yenileyerek spor alanlarını düzenledi.
Cumhuriyet’in 100. yılı için hazırladığı “Ay Yıldızlı Bayrağım” gösterisini ilçe stadyumunda sergileme isteğine İlçe Millî Eğitim Müdürü Şen destek verdi ve böylece birleştirilmiş sınıflı bir köy okulu ilk kez 29 Ekim gösterisini stadyumda gerçekleştirdi. Bir diğer hayalini, yani okul duvarlarını renklendirme fikrini de İstanbul’dan gelen ressamlar sayesinde gerçekleştirdi. Sanatçılar, duvarlara renkli resimler çizerek öğrenciler için ilham dolu bir öğrenme ortamı oluşturdu.
Tüm bu çalışmaların ardından Yılanlı Köyü İlkokulu ve öğretmen Ebrar Keler, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından “Yılın en yenilikçi okulu ve öğretmeni” seçildi; kaymakamlık ve müdürlük tarafından başarı ve teşekkür belgeleri ile ödüllendirildi. Köyde şu an 2 sınıf öğretmeni ve 1 okul öncesi öğretmeni görev yapıyor; 22’si kız, 15’i erkek toplam 37 öğrenci eğitim görüyor.
“Doğu görevini gönüllü görev yaptım” diyen Keler, “Liseden beri köy okulu öğretmeni olmak istiyordum. Çocuklar için daha güzel bir okul ortamı kurmayı kendime hedef belirledim. Bayrağımızın dalgalandığı her yerde hizmet etmeye hazırdım. Şu an büyük bir ailenin içindeyim.” sözleriyle duygularını dile getirdi. Atatürk’ün “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.” sözünün kendisine her gün ilham verdiğini belirten Keler, öğrencilerinin tebessümünü “en büyük ödül” olarak gördüğünü ifade etti.
Bakmadan Geçme
