Birleşik Krallık'ta Sığınmacı Otellerine Yönelik Artan Protestolar Başladı!

Cumartesi günü, Birleşik Krallık’ın çeşitli şehirleri ve kasabalarında toplanan kalabalıklar, Başbakan Keir Starmer yönetimindeki hükümetin sığınmacıların otellere yerleştirilmesi uygulamasını durdurmasını talep etti. Gösteriler sırasında, ırkçılık karşıtı aktivistler tarafından gerçekleştirilen karşı-gösteriler de dikkat çekti. İki grup arasında çıkan çatışmalar, polis ekiplerinin müdahalesiyle sona erdirildi. İngiliz basınında yer alan haberlere göre, protestolar, Bristol, Liverpool, Londra, Mold, Perth ve Kuzey İrlanda’nın County Antrim gibi birçok farklı noktada yapıldı.

Gösterici Grupların Çatışması

Bristol'da çevik kuvvet polisleri ve atlı birlikler, sığınmacı karşıtı göstericiler ile onlara karşı çıkan yüzlerce aktivisti ayırmak için etkin bir şekilde görev aldı. Merseyside polisinin The Guardian’a verdiği bilgilere göre, Liverpool'da düzenlenen mitinglere katılan vatandaşların sayısı da oldukça yüksekti. Bu gösteriler esnasında, bazı bireylerin sarhoşluk, düzeni bozma, saldırı ve kavga gibi suçlardan gözaltına alındığı aktarıldı; toplamda yaklaşık 11 kişi gözaltına alındı. Bu durum, protestoların ne kadar gerilimli ve duygusal bir atmosferde geçtiğini gösteriyor.

Yüksek Mahkeme Kararı ve Hükümetin Tepkisi

Birleşik Krallık'taki bu geniş çaplı protestolar, Yüksek Mahkeme’nin Essex’teki Epping'de bir otelin sığınmacıları geçici olarak barındırmasını engelleyen kararı sonrasında patlak verdi. Yetkililerin belirttiğine göre, bu karar, otelde kalan bir sığınmacının 14 yaşındaki bir kıza cinsel istismarda bulunma iddiasının ardından alınmıştı. Bu bağlamda, Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Dan Jarvis, hükümetin Yüksek Mahkeme'nin kararına itiraz edeceğini duyurdu. Jarvis, parlamentonun bu dönemi boyunca, sığınmacı otellerinin tamamen kapatılmasına dair bir taahhütte bulunduklarını, ancak bunun kontrollü bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.

Göç Politikaları ve Resmi Rakamlar

Starmer hükümeti, başbakanlık döneminde kaydedilen yüksek göçmen ve sığınmacı sayıları ile eleştirilerle karşı karşıya. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine dayanarak, Starmer’ın göreve gelmesinden bu yana İngiliz Kanalı'nı geçmek için yola çıkan 50.000'den fazla göçmen bulunduğu bildirildi. Bu yolculuklar, genellikle geçici ve tehlikeli şişme botlarla yapılıyor ve bazıları trajik bir şekilde ölümle sonuçlanıyor. Mart ayı itibarıyla, Birleşik Krallık'ta yaklaşık 32.345 sığınmacı geçici otellerde barınmaktadır. Ayrıca, bu yılın haziran sonunda sığınma başvurularının sayısı 111.084'e çıkarak yeni bir rekor kırmıştır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ise, Birleşik Krallık hükümetinin sığınmacılara çalışma hakkı tanımadığını, bu durumun da sığınmacıların barınma ve destek için hükümete ya da ailelerine bağımlı hale gelmelerine neden olduğunu açıklamıştır.

Aşırı Sağın Göçle Mücadele Planları

Aşırı sağcı Reform UK partisinin lideri Nigel Farage, cumartesi günü düzenlenen etkinlikte düzensiz göçle ilgili mücadele planlarını açıkladı. Farage, yaptığı bir açıklamada, “İnsanlara nazik olabiliriz, diğer ülkelere nazik olabiliriz ya da diğer ülkelere karşı çok sert olabiliriz. Bu konuda yönetim anlayışının seçimlerdeki başarılarında belirleyici olduğunu vurguladı. Ayrıca, ülkeye ulaşan göçmenlerin mutlaka tutuklanacağını, kullanılmayan askeri üslerde gözaltına alınacaklarını ve belli ülkelerle yapılan ikili anlaşmalar kapsamında Afganistan, Eritre gibi ülkelerine sınır dışı edilme ihtimalinin olduğunu ifade etti. Farage, Birleşik Krallık'ın hem Mülteci Sözleşmesi'nden hem de BM İşkenceye Karşı Sözleşmesi'nden çekilme planlarının olduğunu da dile getirdi.

Göç Verileri ve Kanal Geçişleri

Oxford Üniversitesi Göç Gözlemevi’nin verilerine göre, 2018-2024 yılları arasında küçük teknelerle Birleşik Krallık'a gelenlerin yüzde 70’i altı ana ülkeden gelmektedir: İran, Afganistan, Irak, Arnavutluk, Suriye ve Eritre. Geçtiğimiz yıl, İngiliz Kanalı’nı geçmeye çalışan 73 kişi hayatını kaybetmiştir; bu rakam, önceki altı yılın toplam kayıplarından daha fazladır. Ancak yine de, Birleşik Krallık, 2024 yılı itibarıyla en çok mülteci barındıran ülkeler arasında, İran, Türkiye ve Kolombiya gibi ülkelere kıyasla daha düşük sayılara sahip olacağı öne sürülmektedir.