Bakan ile Gören
Bu iki kelime arasında dağlar kadar çelişki vardır:
Hem bir gözde yaşayacak kadar yan yana duruyorlar, hem iki zıt kutup gibi bir arada bulunamıyorlar.
Mesela:
Bakan sadece göz ile, gören hem göz hem zihin ile faaliyette bulunuyor.
Bakan bakışını bir şey üzerine çevirip geçiyor, gören o şeyin varlığını anlayıp seçiyor...
Bakan sadece yönünü çeviriyor, gören ayrıca bilgi ediniyor.
Bakan gösterilen şeye bakıp anında terk ediyor, gören gördüğü şeydeki gerçeği fark ediyor.
Bakan kolaylıcılıktan prim kazanıyor, gören zorluktan ekmeğini çıkarıyor.
Bakan asla görmüyor, gören bakmasa olmuyor.
Ondandır:
Bakan kördür, gören kahır çekiyor.
* *
Bakan mı olmak istersiniz, gören mi? diye sorulsa, herkes bakan olmak istiyor.
Çünkü;
Bakan yüzeysel takılıyor, zahmet çekmiyor.
Gören dikkat ediyor, fark ediyor, akıl yoruyor, ter döküyor, çözüm üretiyor...
Çünkü;
Bakan geçmişe takılmıyor, anın tadını çıkarıyor.
Gören geçmişi biliyor; anıları, acıları, sevinçleri yaşarayak yarına taşıyor.
Bakan da göz ile bakıyor, gören de...
Ortak eylemleri gözdür ama bakan sıradan dururken,
Görenin asaleti güneş gibi parlıyor.
Bak oğlum bu bakan,
Bakıp bakıp geçiyor.
Onun da suçu yoktur,
'Bak' demişler, bakıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.