Baharın Gelmesiyle Dağlara Akın Eden Vatandaşlar Bitki Örtüsüne Zarar Veriyor

Baharın Gelmesiyle Dağlara Akın Eden Vatandaşlar Bitki Örtüsüne Zarar Veriyor
Baharın gelmesiyle birlikte doğanın canlanması, birçok insanı doğa yürüyüşleri ve dağ gezilerine teşvik ediyor. Ancak, bu güzel manzaranın arkasında ciddi bir tehlike oluşuyor.

Baharın gelmesiyle birlikte doğanın canlanması, birçok insanı doğa yürüyüşleri ve dağ gezilerine teşvik ediyor. Ancak, bu güzel manzaranın arkasında ciddi bir tehlike oluşuyor.

Ziraat Mühendisi Yusuf Alkan, bilinçsiz ve ticaret amaçlı şifalı bitki toplama faaliyetlerinin doğaya büyük zarar verdiğini söyledi. Bu durumun doğal bitki örtüsüne zararlar verdiğini ve şifalı bitkilerin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına yol açtığını belirtti.

Özellikle dağlık bölgelerde bu tehlikenin iyice arttığını vurgulayan Alkan “Mantar başta olmak üzere Sirmo Heliz, Siyabo, Mendi, Koresok, Kekik, Keçi kulağı, Kari, Kenger ve Nane gibi pek çok şifalı bitki türleri peynir ve yemeklerde kullanılmak üzere toplanıyor. Ancak, bilinçsizce ve ticaret amaçlı yapılan bu toplama işlemleri, bu bitkilerin popülasyonlarını tehlikeye atıyor. İlçe dışından ticari amaçla gelen kişiler, bu değerli bitkilerin azalmasına neden oluyor ve doğaya büyük zararlar veriyor” dedi.

doga.jpeg

Bitkilerin Önemi ve Tehlike Altındaki Türler

Şifalı bitkilerin, hem yerel mutfak kültüründe hem de sağlık açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Ziraat Mühendisi Yusuf Alkan “Heliz, Siyabo, Mendi, Koresok, Kekik, Keçi kulağı, Kari, Kenger ve Nane, geleneksel yemek tariflerinin vazgeçilmez bileşenleri arasında yer alıyor. Ayrıca, bu bitkiler yüzyıllardır şifa kaynağı olarak kullanılıyor. Ancak, bilinçsiz ve aşırı toplama, bu bitkilerin doğal habitatlarında yeniden üremelerini engelliyor ve popülasyonlarını hızla azaltıyor” ifadelerini kullandı.

Ticaretin Doğal Yaşama Etkisi

Ticaret amaçlı bitki toplama faaliyetlerinin özellikle doğaya duyarsız kişiler tarafından yapıldığında, doğanın dengesini bozduğuna vurgu yapan Alkan “Bitkilerin köklerinden sökülmesi, toprağın yapısının bozulmasına, erozyon riskinin artmasına ve diğer bitki türlerinin de zarar görmesine neden oluyor. Ayrıca, bu tür faaliyetler, hayvanların doğal beslenme alanlarını da yok ediyor. Bu konuda acil önlemler alınmazsa, birkaç yıl içinde dağlarda bu bitkilerin sadece isimleri kalacak. Yerel yönetimler, doğa koruma kuruluşları ve vatandaşlar, bu duruma karşı birlikte hareket etmeli. Şifalı bitkilerin korunması ve sürdürülebilir toplanması için bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmeli, ticaret amaçlı toplama faaliyetlerine sıkı denetimler getirilmeli ve gerekirse yasaklamalar uygulanmalı. Ayrıca, bu bitkilerin korunması için yerel halkın bilinçlendirilmesi ve eğitim programları düzenlenmesi gerekiyor. Yerel halkın bu bitkilerin önemini ve korunması gerektiğini anlaması, doğanın korunmasına önemli katkılar sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

doga1.jpeg

Önlemler alınmalı

Doğanın bize sunduğu bu değerli bitkileri korumak, hem bugünkü nesil hem de gelecekteki nesiller için büyük önem taşıdığını belirten Mühendis Alkan “Bilinçsizce yapılan bitki toplama faaliyetleri, sadece doğaya zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda kültürel mirasımızın da yok olmasına neden oluyor. Bu yüzden, doğayı koruma bilinciyle hareket etmeli ve doğanın bize sunduğu bu değerleri geleceğe taşımak için elimizden geleni yapmalıyız. Dağlardaki bu değerli bitkilerin sadece isimlerinin kalmaması için, hemen harekete geçmek gerekiyor” dedi.

doga2.jpeg

Kaynak:Yasemin Salman

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.